- Mustafa GENÇ
- ÖMER'İN ADALETİ NASIL OLUR?
Rakiplerine göre İslam'a daha duyarlı olduğunu kabul ettiğimiz politikacıların yönetim ve adaletle ilgili sürekli olarak Hz. Ömer'i örnek gösterirler ve iş başına geldiklerinde Hz. Ömer'in adaletini getireceklerinin sözünü verirlerdi.
Biz de buna inanıyor ve alkışlıyorduk.
Bu işi biraz bilenlerin Alman, Fransız ve İngiliz yasalarıyla bunun mümkün olamayacağını biliyorlardı.
Bir de politikacılarımızın belirledikleri sorumluluk alanları vardı ki, onu da Akif'in dizeleriyle dile getirirlerdi.
'Kenarı Dicle'de bir kurt kapsa bir kuzuyu, adli ilahi sorar Ömer'den onu.'
Hz. Ömer'in adaleti ile hükmeden ve O'nun sorumluluğu ile hareket eden bir yöneticiyi kim istemez ki?
Gün oldu.
Devran döndü.
İlahi hikmet gereği iktidarlar el değiştirdi.
Beklenen gün gelip çatmıştı.
Artık adalete susamışların dudaklarını Hz. Ömer'in adalet suyundan sulayacaktık.
Evet, Hz. Ömer'in adaleti!
Bu mümkün müydü?
Öncelikle Hz. Ömer'in adaletini sağlayacak yasalar var mıydı?
Hz. Ömer'in adaletini hangi yasalarla sağlayacaktık?
O'nun adaletini sağlayacak mekanizma var mıydı?
Fransız, Alman ve İngiliz yasalarıyla Hz. Ömer'in adaleti gerçekleşir miydi?
Gerçekleşirse İslam sistemine yani Kur'an ve Sünnet'te gerek var mıydı?
Biz bu soruyu da soramadık: Hemen muhalif ve dava haini damgasını yiyebilirdik.
Ne de kolay hizaya gelmişiz, değil mi?
Dışımızdaki herkes adalet, din ve vatan hainiydi.
Kim bilir, belki de söyleyen bilmiyordu?
Yani bu bir afyonlama cümlesi miydi?
İşin bu tarafında elli yıl israf edilirken, karşı kabul edilen tarafta acaba nasıl geçirildi?
Onu da bir gün yazma umuduyla selam ve sevgiler. [email protected]