Büst sever milletiz vesselam..!
Halbuki putlar (heykeller) islamda açıkça men ediliyor. Dedim ya ilginç milletiz biz.


...İzmir Karşıyaka Belediyesi'nin hatırlayıp büstünü diktiği ünlü bilim insanımız Osman Nuri Koçtürk'ün 1950'li yıllarda ithal gıdalara ve yabancı ithalatçılara karşı verdiği mücadelenden bahsetmiştim, bir önceki köşe yazımda...

Osman Bey'in günümüz koşullarında aramızda olmasını ne çok isterdim...

1980 yılına kadar 2 bin makale, 63 kitap ve sayısız konferans ile halkı beslenme konusunda bilinçlendirmek için mücadele verdiğini, büst yerine tüm ulusa anlatmanın yolunu bulabilirlerdi.
İnanın bu yöntem çok kolay ve maliyetsiz olurdu.

Ezcümle; gıda terörüne karşı savaş açan ve mücadelesinde Milleti ve devletini yanında gören Osman bey'i bugün anlamakta zorlanıyoruz ya da işimize öyle geliyor da olabilir zannımca...

Ülke tarımı ve ithalat kalemlerine bakıldığında, uzağa gitmeye gerek kalmadan, iki yanında ovası bulunan Samsun ilinde yaşayanlar olarak, bunu anlamak hiç de zor olmamalı bizim için..!

Çocuklarınızın aklından Osman Nuri Koçtürk'ü, sofralarından Tarhana Çorbasını eksik etmeyin Lütfen!

Vaziyet bu..!

*


On değil, binlerce dönüm bostanı olan Çarşambalı Osman'larımızın hal-i pür melali endişe verici..!

Bu arada, "Hal-i pür melal" olan kişi ve toplumlara teselli vermek çok zordur!

Ayvacık Ziraat Odası Başkanı sayın Erdal Avcı'nın geçen hafta basına dağıttığı bülten ve bir Tv kanalında yaptığı beyanatları okudum ve dinledim.

Çarşamba ve bölgesinde, çiftçiye 2019 yılında, Şeker pancarı üretimi için Türk Şeker tarafından avans dağıtılır, hasatı yapılan ürünü, kantara kadar taşıyan çiftçi bırakın kazanmayı borcunu ödeyemeyeceğini görür...

Beklenilen 120 bin ton, hasat edilen 70 bin ton'dur da ondan..!

Çünkü pancar ekilen tarım arazilerinin sulama kanalları olmadığı ya da bakımsızlıktan, 2020 mahsülünün hacmi ve içerik bakımından randımanı düşüktür, kısaca 'atılan taş ürkütülen kuşa değmemiştir; anlayacağınız...

Şeker pancarı ekimi öncesi avans alan çiftçi, tonajı tutturamayınca Türk Şeker İşletmelerine olan borcunun icra yoluyla tahsil edileceğini görür gelen tebligat sayesinde!

Uzun süredir tarımla ilgilenemeyen, orta hallice yaşama alışmışken, Pandeminin arifesinde fabrikadaki hareketlilik onları yeniden çalışıp üretmeye sevk eder.


Hasadın 120 bin ton olması beklenirken , 70 bin ton mahsül toplanabilmiş; her iki tarafında moralleri bozulmuştur; olumsuzluklar ardı arkasına gelir.
Hasadı yapılan pancarın Kastamonu şeker fabrikasına gönderilmesini, "Şeker fabrikasının çalışmayacağı, çalıştırılmayacağı" şeklinde okur, üretici...

Dedik ya, karabulut çiftçinin tepesindedir artık; ne yağar, ne de yağacak olana geçit verir..!

Üstüne üstlük, Türk Şeker Fabrikaları bünyesinde bulunan Çarşamba yerleşkesinde revizyon çalışmaları kapsamında fabrikaya yeni alınan makine parkurunun, fabrika bahçesinde uzun süre bekletildikten sonra bakım(!) gerekçesiyle Eskişehir'de adını benim de bilmediğim bakım tesisine gönderilmesiyle..!

Çarşamba ve Bölge halkında tedirginlik hat safhadadır artık!

Tornavidanın dahi değmediği makinelerin bakımı olur mu?
Belki de oluyordur ; ilgililer daha iyisini bilirler...

Olup bitenler karşısında Çarşamba ve Ayvacık Ziraat Odaları yöneticileriyle, odalara kayıtlı çiftçilerin vekaletini (siyaset) taşıyanlara dertlerini anlatıp, çare ve çözüm bulamadıklarını da bilen biri olarak daha açık söylemek gerekirse; bölgenin vekillerinden birinin " Çarşambalı çiftçiler çalışmıyor " sözüne katılmamak elde değil...

( Yazlık sebzenin anavatanı olarak bilinen Ovada yaklaşık 30 yıldır, Fındık ve kavak ağacı dikildiğinden yola çıkarak; Ki, 'bu durumunuz, siyasetçinin sözlerini doğrular, ama siyasetçiyi haklı yapmaz' dünyada bir emsali daha görülmemiş tarım arazilerinin yan gelip yatan mirasçıları olduğumuzu kabul edelim..!)

Sözün sahibi siyasetçinin yağları erir belki sözlerine katıldığımı okuyunca...

"Yaşananlar ve olan bitenler karşısında Milletin yanında olmanız gerekmez miydi..?" diye de sorarlar adama...!

Samsunu yönetenlere birkaç sorum olacak...
Sulama kanallarının yeterli olup olmadığından,
çiftçiye giden icra memurlarından,
2020 yılı mahsülünün Kastamonu Şeker Fabrikasına taşınmasından,
revizyonu gerçekleştirilen fabrikaya yeni alınan makine parkurunun Eskişehir'e bakım için gönderildiğinden
ve
Fabrika yerleşkesinde bulunan işçi Lojmanlarının olduğu araziyi Toplu Konut İdaresine devredildiğinden;
Olup bitenleri (bir kısmınız) bizim gibi basın aracılığıyla duymuş da olabilirsiniz;
Bugün lojman arazisine konut inşaa etmeyi planlayan TOKİ'nin iştahı kabarır da fabrikayı yutabileceğinden de Korkmaz, endişe etmez misiniz..?

Toki, "alabilir miyim?" demez!
"Burası benim" der, Alır da..!
Ayrıca, emsalleri çoktur.

...
Ve de,
Başından beri haberdar olduğunuzu kabul edersek ne gibi önlemler aldınız?

Gıda terörüyle tek başına mücadele eden Osman Nuri Koçtürk'ler elli yılda bir gelir belki ama gelse de bu gri enkazı yeşile çevirebilirler mi?
Bilinmez.

Kendisine Allahtan rahmet dilerim.
Mekanı cennet olsun!

Yeşil Çarşambamızın Irmağına ve Ovasına geçmiş olsun dileklerimi iletir;
yeni gri hayatında, Tarhananın insanına ve betonun (büst) Osman'ına şifa olmayacağını bilin isterim...