n
n n Her mevsimin kendine göre güzellikleri vardır. Kimi yazı, baharı kimi de sonbaharı, kışı sever. Ülke olarak çok şanslıyız. Dört mevsimi birden yaşıyoruz. Her ülke, bizim kadar şanslı değil.
n n İklimlerin insanlar üzerinde tesiri olduğu söyleniyor. Ben de böyle düşünenlerdenim. Kış şartlarının çok ağır olduğu bölgelerde hayatın ne denli güç olduğunu, doğa şartlarının çetin olduğunu hepimiz biliyoruz. Doğuda öğretmenlik yaptığım yıllarda kış geceleri eve giderken havayı solumaya korkuyordum. Sanki içime eter çekiyormuşum gibi aniden irkildiğim olurdu.
n n Dışarı çıktığımda insanlarda aşırı saygı vardı. Öğrencilerim de öyleydi. Işıl ışıldı gözleri. Hangi esnafa uğrarsanız uğrayın satranç oynuyorlardı. Bazen bana da : “ Hocam, satranç oynayabiliriz.”derlerdi. Ben de onları kırmazdım. Töresi, örfü aynı bizim gibiydi. Düğünleri, eğlenceleri aynıydı. Sevinçleri, hüzünleri de aynı, hatta bir gün düğün şölenlerine konuk olmuştum. Birlikte halay çekip oyun oynamıştık. Hocam sen de bizim gibi oyun oynuyorsun, demişlerdi. Ben de onlara : ”Sizinle bizim farkımız yoktur. Siz ne kadar Türkseniz ben de o kadar Türküm, siz ne kadar Kürtseniz ben de o kadar Kürdüm.”demiştim. Bunu duyan insanların gözlerinin içi gülüyordu. Ben de inandığım için böyle söylüyordum. Çok değerli arkadaşlıklarım oldu. Zaten hiçbir zaman ayrımız gayrımız olmadığını biliyordum. Her durumda ve ortamda bunları paylaştım.
n n “Samimiyetin dili yoktur, o gözlerden anlaşılır.” Doğu da kış çetin geçse de yöre insanının yüreğindeki sıcaklık insana misafirperverlik olarak geri dönüyor.
n n Kışın yüzünü gösterdiği bu günlerde anılara bir gönderme yapmadan edemedim.
n