Geçen haftadan beri önce pazarlarda, sonra marketlerde oluşan patates ve soğan fiyatları dolardan daha hızlı yükseliyor. Önceleri yeni ürün diye bir anda 1TL'lik patates ve soğanı 2-2,5 TL'ye çıkardılar. Bir süre bu fiyatlarda seyri devam eden ürünler 3 sene önce olduğu gibi gene 4-5 TL seviyesine çıktı. Daha Mart ayı sonunda yerlerde sürünen patates ve soğan fiyatlarına dokunan sihirli eller ürünleri şimdi zirvelerde gezdiriyor. Mart sonunda 100 milyonluk patates alıp depolayanlar şimdi 400 milyona çevirdi.
Arşive baktım ve 29 Mart 2018 tarihli Yeni Şafak'ta çıkan haberi tekrar gözden geçirdiğimde zamanın nelere kadir olduğuna şahit oldum. Bakın ne denmiş patates için yaklaşık 75 gün evvel:
'Depolarda tutularak fiyatı yükseltilen patatesten rant elde etmek isteyen stokçular, umduklarını bulamadı. Kış aylarında kilosu 2-3 lirayı bulan patates, üç yıl önce olduğu gibi yine stokçuların elinde kaldı. Kilosu 33-40 kuruştan satıldığı halde elden çıkarılamayan patates, sıcakların da etkisiyle depolarda filizlenmeye başladı. Bu yılki sıkıntının da geçmiş yıllarda olduğu gibi fazla üretimden değil; stoktan kaynaklandığı belirtiliyor.
Geçtiğimiz yıllarda patates, zeytin ve narenciyede yaptıkları stokları ellerinde patlayan rantçılar, şimdi de yine patateslerin elde kalması tehlikesiyle karşı karşıya. Niğde ve Nevşehir'de depolarda 350-400 bin ton patatesin alıcı bekliyor. Türkiye'nin yıllık üretiminin yaklaşık yüzde 10'una denk gelen patates miktarı depolarda filizlenmeye başladı. Türkiye geçen yıl 4,8 milyon ton patates üretti. Bunun yüzde 5'i ihraç edilebildi.
STOKLAR PERİ BACALARININ ALTINDA
Ürgüp'teki depolar stokçuların en önemli merkezlerinden biri. Nevşehir'deki depolarda patatesin yanı sıra limon ve portakal gibi narenciye ürünleri saklanıyor. Geçtiğimiz yıllarda limonları elde kalan stokçular, şimdi benzer bir sorunu patateste yaşıyor. Üreticiden hasat mevsiminde toplanan ürünler soğuk hava depolarına Ürgüp'e gönderiliyor. Her ne kadar bu stoklar uygun koşullarda saklanma amacıyla yapılsa da, bu durum spekülatörlere fiyatlarla oynama fırsatı da veriyor.
'PATATES TÜKETİN' ÇAĞRISI
Nevşehir'deki depolarda bekletilen patateslerin filizlenmeye başlaması üzerine Türkiye Ziraat Odaları Birliği, 'daha çok patates tüketin' çağrısı yaptı. Değişik üretim havzalarından edindiğimiz bilgilere göre üreticinin elinde şu anda patates yok. Elde kaldığı söylenen 300-350 bin ton patatesin büyük bir kısmının stokçunun elinde olduğu ifade ediliyor. 2 liraya kadar çıkan fiyatlara rağmen elindeki patatesi çıkartmayan stokçular daha çok kar için beklese de bu yıl umduğunu bulamadı. Market ve pazarlarda şu anda patatesin kilogram fiyatı ortalama 1 lira civarında. Türkiye'nin birçok yerinde Nisan ikinci yarısında yeni patateslerin ekilmeye başlanıyor. Mayıs ayında ise Çukurova'dan yeni üretilen yazlık patatesler piyasaya sürülüyor. Türkiye'de yaklaşık 50 bin çiftçi ailesi patates ekimi yaparak geçiniyor.
İKİ YIL ÖNCE DE ELDE KALMIŞTI
2015'te kilosu 5 liraya kadar çıkıp vatandaşın cebini yakan patatesin fiyatı ardından hızla düştü. Stokçular yüzünden 5 liraya satılan patates, daha sonra kilosu 35 kuruştan satışa çıkarıldığı halde müşteri bulamayınca stokçuların elinde patlamıştı. Niğde, Nevşehir, Sivas, Kayseri ve Yozgat'taki depolarda stoklandığı anlaşılan yaklaşık 1 milyon ton patatesi kurtarmak için belediyeler ile hükümet devreye girmişti.
BARONLARA DİKKAT
Nisan ayı ile birlikte tarla ürünleri piyasaya çıkacak. Çiftçi; sebze ve meyve ürünlerini elden çıkarmaya başlayacak. Bu süreçte meyve sebze baronları üreticinin elinden aldıkları ürünleri stoklayarak fiyatları yükseltmesi ihtimali yüksek. Her yıl düzenli olarak stok yaparak vurgun yapan rantçı baronlara fırsat verilmemesi için sıkı denetim yapılması öneriliyor.
KOMİSYONA ÇİFTÇİ DE ALINMALI
Hal ve pazarlarda fiyat denetiminin zayıf olmasından şikayet ediliyor. Ürünlerin direkt olarak halka ulaştığı yerlerde belediyelerin kontrolü arttırması isteniyor. Büyük hallerde ise bakanlık ve belediyelerin yanı sıra odaların da fiyat takibi yapması gerektiği belirtiliyor. Üretici Mustafa Akgül, hallerde fiyatın belirlendiği komisyonlarda çiftçinin olmadığını söyleyerek farklı bir öneri de bulundu. Akgül, 'Hallerde günlük piyasa kuruluyor. Bu piyasayı kuran belirleyen üyeler kimler, komisyoncu, sevkiyatçı, Hal Müdürlüğü ama ne hikmetse malları üreten çiftçi bu piyasa belirlemede yok' diye konuştu.'
Şimdi buradan bizim de yetkililere birer vatandaş olarak sormamız gerekiyor. Serbest piyasa demek halka 33-40 kuruşa satılamayan patates soğanı 4-5 TL'ye satılmasına seyirci kalmak mıdır? 1980'den beri uygulatılan serbest piyasa ekonomisi ve onun getirdiği özelleştirme furyasının bize tek yansıması kazıklanmak, fakirleşmek, yoksullaşmak oldu. Devletçi zihniyetle fiyatların kontrol altında tutulması ve kooperatifleşme ile köylüden direkt tüketiciye sunulan tarım ürünlerine evirilecek bir sistem dışında bu topraklarda başka hiçbir sistemin işlemediğini artık görmek lazım.
Şunu artık halk olarak anlamamız lazım. Kapitalist felsefe sadece –ismi üstünde- kapital sahibine, yani parası olana para kazandırır. Geriye kalan yığınlar onun umurunda bile değildir!