n

n
n Son aylarda tavan yapan PKK saldırıları sonucunda hemen hemen her gün şehit cenazesi kaldırıyoruz. Hem dağdaki teröristler hem de içimizdeki PKK yandaşı siyasiler, devleti ve milleti ciddi şekilde tehdit etmeye devam ediyor. BDP milletvekillerinden Altan Tan öylesine açık tehdit savuruyor ki; Azdan az ölür, çoktan çok ölür diyor. Bunun ne demek olduğunu bu ülkeyi yönetenler bilmiyor mu? Ne acıdır ki, bu tehditlerin hiçbiri yeterince karşılık bulmamaktadır. Ülkeyi yönetenlerin teröre taviz veren açıklama ve yaklaşımları şehitlerimizi mezarlarında bile rahat bırakmaz iken, biz şehit yakınlarını da ciddi anlamda huzursuz etmektedir.
n
n
n
n Özellikle Oslo görüşmeleri ile iyice ayyuka çıkan PKK ile hükümetin ya da devletin masaya oturma girişimleri asla kabul edilemez bir teslimiyetin en belirgin işaretleridir. Öyle anlaşılıyor ki, teröre çare olarak görülen PKK ile müzakere süreci; şimdi artan terör olayları üzerine hükümet tarafından yeniden başlatılmak istenmektedir. Bunun sebepleri nedir? Çok iyi biliyor ve görüyoruz ki iyice azgınlaşan terör örgütünün insanlık dışı cinayetleri, hükümeti ya da devleti bu görüşmelere mecbur etmiş gibi görünüyor. Ama bu durum terör örgütünün silahlı bir zorlamasıdır.Terör örgütü silahla zorlamaktadır. Devletin terör örgütü karşısında bu hale düşürülmesini hiçbir şekilde içimize sindirmemiz mümkün değildir. İçine sindiren bir tek şehit yakını bulamazsınız. Hiçbir şehit ailesi şehit evladının kanının terör örgütüne bağışlanmasına izin vermez. Bir şehidin abisi olarak açık ve net söylüyorum, hükümetin PKK ile müzakere sinyali vermesini asla içimize sindiremiyoruz. Bu durumdan son derece rahatsız ve üzgünüz. Bu günleri görmek ve yaşamak zorumuza gidiyor, kanımıza dokunuyor.
n
n
n
n PKK ile müzakere konusunda bu ülkeyi yönetenlere şehit yakınları yetki vermemektedir. Bu ülkeyi yönetenlerin İmralı dan medet umar durumda olmasını anlamakta zorlanıyoruz, anlamıyoruz. Her tarafından kan akan bir terör örgütünü muhatap alan bir anlayışı, bu millete kabul ettirmeye çalışanları tarih affeder mi? Şu da unutulmamalıdır ki, PKK ile müzakere yapan sadece şehitlerimize ihanet etmez! Bu ihanet aynı zamanda vatana ihanettir. Vatana ihanet ise anayasal bir suçtur. Şehitlerimiz bu ülkede terör örgütünün bayrağı dalgalansın, bütün istediği yapılsın diye canlarını feda etmedi. Bizler de vatan sağolsun derken şehitlerimizin kanlarını PKK terör örgütüne bağışlayın demedik... Bir şehit yakını olarak soruyorum bize anlatılan güçlü Türkiye ,güçlü ordu bu müzakereye razı mı? Niye şehitler veriyoruz, niye kınalı kuzular şehit düşüyor. Böyle devlet olur mu?
n
n
n
n Şimdi PKK ya teslim mi olunacak yoksa PKK mı teslim alınacak? Bunu müzakere sevdalıları şehit yakınlarına mutlaka izah etsin. Şehit yakını kimliğimizle Başbakan Tayyip Erdoğan ın ikinci Oslo sinyalini asla kabul etmiyoruz. Bu durumu da şehit yakını kimliğimizle içimize sindiremiyoruz... Ama şunu söylüyoruz, bizim şehitlerimizin kanı ve canı bu vatan için giderken; kimse PKK ile müzakere yapma hakkını kendisinde görmesin. Onları asla affetmeyeceğimizi de herkes bilsin. Ayıptır, günahtır, yazıktır. Daha ne söyleyelim.
n
n
n
n PKK ile müzakere şehitlerimize resmen ihanettir. Bunu çözüm diye sunanlar, bunu çözümmüş gibi yayanlar; bunun vebalinin altından kalkamazlar... PKK yı bitirecek adımlar atmak yerine, PKK ile müzakere neden? PKK ile bu müzakereyi kim dayatıyor? Bu müzakerelerin arkasında hangi devlet var? İşte bu soruların yanıtını şehit yakınları istiyor! Şehit yakınlarını ve şehitlerimizi yok saymayın. Şehitlerimizin temiz kanını bu görüşmeyi yapmak isteyenlere ve yapanlara helal etmiyoruz!.. Tarih onları affetmeyecektir.
n