Eflatun'a iki soru sormuşlar. Birincisi; insanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir?
Eflatun tek tek sıralamış;
- Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki büyüdüklerinde çocukluklarını özlerler.
- Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de kazandıklarını öderler.
- Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü, ne de yarını yaşarlar...
- Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
Sıra gelmiş ikinci soruya; Peki sen ne öneriyorsun?
Efaltun yine sıralamış;
- Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
- Önemli olan; hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.
M.Ö 427-347 yılları arasında yaşamış Antik Yunan filozofu Eflatun diğer adıyla Platon günümüzde değerinden hiçbir şey kaybetmemiş insanlığın sorunlarını özetlemiş. Bu gösteriyor ki çağlar geçse de insanoğlunun arayışı hiç değişmiyor. Her zamanki gibi insan isteğinin sınırları yok.
Sahip olma eylemiyle insanlar içlerindeki boşluğu doldurabilecekleri yanılgısına düşüyorlar. Sahip olunan her şeyin bir sonu olduğunu anladıklarında tekrar o bitmez tükenmez ''çok''a ulaşma hırsına kapılıyorlar. Sonuç olarak her neyin ''çok''una doğru gidiyorlarsa, sahip olabilmenin yanılgısı içerisinde hayatlarını köreltiyorlar. Bu durumda ne kendilerine ne de çevrelerine huzurlu bir yaşam sağlayamıyorlar. Tüm bu süreçler zaman içerisinde daha zor bir hal alıyor ve belirli rahatsızlıklar baş göstermeye başlıyor. Hem fiziksel olarak aşırı çaba gösterme sebebiyle hem de ruhsal olarak doymayan bir sahip olma isteğiyle hayat daha çekilmez bir hal alabiliyor.
İstemenin asla sonu yoktur. Önemli olan istenen şeyin gerekliliği ve gerçekliğidir. Bu konuyla ilgili Eric Fromm'un mükemmel bir önermesi vardır. Şöyle der Eric Fromm ''Bir şeye sahip olma değil, layık olmak önemlidir.''