Savunan Adam Türkiye'nin süregelen Cumhuriyet döneminin politik, dini ve düşman algılarını değiştirmişti.
Kıblesi Batı olan toplum ve politika mühendislerinin milletimiz için diktikleri elbiseye karşı hapis, partisinin kapatılması ve politikadan men gibi yasaklara rağmen direndi ve her ortamda doğrularını savunmaya devam etti.
Türkiye'nin kalkınması için dünya durdukça önemini koruyacak, 'ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT' ilkesini temel alan Ağır Sanayii ve Adil Düzen gibi alternatif kalkınma modelleri geliştirdi ve önerdi.
Savunan Adam, iç politikada çok partili hayata geçildikten sonraki sağ-sol tartışmalarının temelinde 'taklitçi Batı Zihniyetinin' yattığını; asıl mücadelenin 'onlar ve kendileri arasında da ' olduğunu ifade ederdi. Dış politikada da O'nun düşman tanımı farklı olup başlıca Siyonizm ve onun güdümündeki ABD'ye dikkat çekerdi.
O, kalkınmanın ve refahın kodlarının inancımızda, değerlerimizde ve tarihimizde saklı olduğunu ifade eder, bu paralelde konferanslar verir, sistemler üretirdi. O dini zihniyet alanında da devrim yapmış ve hocalarımızın cami kürsülerinde söyleyemediklerini salonlarda ve meydanlarda seslendirmişti.
O'nun amacı ve araçları farklı olup aracı amaçlaştırmazdı. Bir defasında Berlin'de ikili bir ev kahvaltımızda celallenerek buna dikkat çekişini hiç unutamıyorum.
Savunan Adam bu çalışmalarını yaparken özelde dini cemaatlerin genelde ise ümmetin desteğini zorunlu görürdü. Bunun içindir ki, özelde FETÖ, genelde ise diğer dini cemaatler gibi devlet çarkını, ilim ve silahlı güçleri dönüştürecek iktidar insanını yetiştirmedi, yetiştiremedi.
O, sırası geldiğinde iktidar gücünün her tür bürokrasiyi devlete sadakat adına çalıştırabileceğini düşünüyordu.
İktidar oldu fakat, bu düşüncesi gerçekleşmedi. Aynı düşünce şimdiki iktidara da pahalıya mal olmuştu.
Merhumun, ' 35 yıl mücadele verdik, iktidara geldik fakat, Türkiye'nin yönetilemediğini gördük' ifadeleri bu acı gerçeğin itirafıydı.
Bunun en önemli nedeni, geçmiş iktidarlarca Müslüman kimlikli elemanların yeterli birikime sahip olmalarına rağmen devlet çarkından uzak tutulmalarıydı. Böylelikle bu kesim devlet cahili bırakılmıştır. Bu acı gerçeği hala yaşamaktayız. Müslümanların, medeniyetlerinden esinlenen çağdaş devlet, yönetim ve eğitim projeleri olmadığından iktidar kazanımlarının kalıcılığı zorlaşmaktadır. Dualarımız ve Fatihalarımızla seni anıyoruz ey Savunan Adam…