"Bizim başka milletlerden hiçbir eksiğimizin olmadığından yola çıkarak; Cesur, zeki, çalışkan ve yüksek amaçlar uğrunda hayatımızı hiçe saydığımız doğrudur."
Yasama, yürütme ve yargı gibi devletin ana unsurlarında durum aynı; zira her geçen gün bu üç ana başlığın, gelişen olaylara karşı birbirini meşgul ederken, bir yandan da kendilerini geliştirmeye devam ettiğini görüyoruz!
Nasıl bir ekonomi gazetesinde Tarım yazarı olarak kalem sallayan ve ülkemizin bel kemiği olan Tarım konusunda kafa patlatan Ali Ekber ağabeyimin paylaştığı bir bilgiyi aktarmak istiyorum sizlere ve belki de olası emsalleriyle karşılaşmanız durumunda panik yapmamanız gerektiğini öğreneceksiniz böylece...
"Türkiye'nin ilk iklim davasında karar"...
Ülke genelinde yaşanan kuraklığın haleti ruhiyenizi iyiden iyiye sarıp sarmaladığı şu günlerde, haliyle Manisada bulunan Marmara gölü de kuruyanlar arasındaki müstesna yerini aldı elbette...
Gölde balıkçılık yapan kooperatiften kira, vergi ve SGK primi olarak 322 bin 800 liralık borcun ödenmesi istendi.
Alacağının peşine düşen Manisa Tarım İl Müdürlüğü'nün kooperatife dava açtığından ve mahkemenin ödeme emrini iptaline karar verdiğinden haberdar ediyordu, Türk Tarımının akıl hocası (ombbudsmanı) Ali abimiz bizleri...
Geçtiğimiz yıl yağış mevsiminde yağmur ve kar yağışı ne yazık ki yeterince görülemedi.
Beklenen kar yağışının Ocak ayında da görülmemesi, özellikle Şehirlerin içme suyunu karşılayan barajların ve akarsularımızın debisinin düştüğüne, suni ve doğal göllerimizde de su debisinin istenen seviyeye ulaşamadığına şahit olduk, bu kış sezonunda...
Türkiyenin kuraklıkla ilgili acil bir eylem planına ihtiyacı var.
"Ne diyorsun kardeşim, çiftçi dostu bir devlet ve ona hükmeden hükümetleriz biz!
Asla yalnız bırakmayız" dediğinizi duyar gibiyim.
Peki...
Denizde değil de 'Göl' de balıkçılıkla geçinen yöre halkının kurduğu kooperatife
kira, vergi ve SGK primlerine 322 bin 800 liralıyı bulan borçlarını tahsil etmek için hukuk yoluyla tebligat gönderen kim?
Çevre... ve Tarım... Bakanlıklarına ayrılan bütçenin ne kadarını bu konuya ayırdınız? Ayrılan bütçeyi kullansaydınız, Manisa'da bu vakaya gerek kalmayacağını da biliyoruz biz!
"Kuraklıkla Mücadele Bakanlığı" kurulmasının gerekliliği kaçınılmaz görünüyor.
Gelecek yıllarda benzer kuraklık durumuyla sıklıkla karşılaşacağız! Bunu ben değil iklim değişikliğine kafa yoran bilim insanları söylüyor!
Hatta giderek artacağından da bahsediliyor; peki içme suyu ve Tarım sulama alanları için önlem alındığını gördük mü..?
Hukuk yoluyla 'Tahsilat önlemi' alındığına şahit olduk; Manisa Tarım İl Müdürünün/ lüğünün kuraklıktan haberdar olmadığını düşünmek bile istemiyorum!
Böyle olsa dahi, Yargı makamlarının kuraklıktan haberdar olduklarını ve bu doğa olayı karşısında çiftçi Leh'inde karar vermiş olmaları, başta balıkçı esnafı olmak üzere hepimizi sevindirdi elbette...
Ezcümle: tavsiyem dikkate alınır ve gerçekleştirilirse kurulacak "Kuraklıkla Mücadele Bakanlığının" bütçe ve yetkisi Cumhurbaşkanlığı bütçesinin de üstünde olmalı, yetki alanı ise bağımsız, yani dokunulmaz ve çalışmalarına müdahale edilemez...
Olmuşken Siyaset kurumunun üstünde, denetimi ve yönetimi kendi içinde olsun, öyle di mi?
İlgili tüm bakanlıkların yapacağı icraatlara onay verecek 'son onay makamı' da olsun mesela, bu bakanlık...
Kısaca, kuraklıkla mücadele ekibi, taşı sıkıp suyunu çıkaran, ehliyetli ve liyakatli insanlarımızdan seçilsinler ayrıca!
Çünkü konunun muhatabı konumundaki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı konut projeleriyle ilgilendiği için bu hayati konuya yeterince vakit ayıramayabilirler..!
Başta da belirttiğim gibi, bizim başka ülke ve milletlerden hiçbir eksiğimiz yok; hatta tek fazlalığımız en büyük zenginliğimiz olan ' SU' olduğunu hatırlatmak isterim.
Ha, bu arada ülke genelinde bilinen-bilinmeyen su markalarının kaynağında verilen ruhsatlar yabancı sermayenin elindeyken, ev ve işyerlerine servis yapanın, o' arazinin gerçek sahibi', "çatı saçağından' su kabını doldurup ihtiyacını gören bizim mahallenin bakkalı olması ise hayli düşündürücüdür..!