30 Aralık 2022'de Başkent Ankara'nın göbeğinde onca güvenlik kamerasına rağmen gerçekleşen saldırıda Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateşin katledilmesi ile ilgili olayın bir an önce aydınlatılması konusu kamuoyunun gündemindeki yerini korurken , bir siyasi liderin, kendisine Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soru soran gazeteciye, "İşine bak, işine hadi" yanıtını vermesi kimseyi şaşırtmadı. Ama eli kalem tutan, kamuoyunu aydınlatmaya çalışan gazeteci, muhabir, yazar herkesi çok düşündürdü. Herşeyden önce böyle bir yanıt siyasetin üslubu olmamalıydı. Üzülerek ifade etmek isterim ki böyle bir üslup toplum yapımızı bozuyor, insanlarımızı olumsuz yönde etkiliyor.
Bir olayın aydınlatılması ile ilgili kafalarda soru işareti oluşması nedeniyle doğru bilgiye ulaşmak için gazetecilerin yaptığı iş o iddialara hedef olan kişilere ulaşıp soru sormak ve aldıkları yanıtları çarpıtmadan kamuoyu ile objektif ve ilkeli bir şekilde paylaşmaktır. Basit bir tanımlama ile , "İşine bak, işine hadi" denilen gazetecinin de işi budur. Gazetecinin işi önceden eline tutuşturulan taraflı yandaş soruları muhataplarına sormak değildir .Gazetecinin yapması gereken kamuoyunun kafasında oluşan ve uzun süredir kamuoyunda yanıtsız kalan soruları, iddiaları muhataplarına sormak ve birilerini yargılayıp mahkum etmeden doğru haberi ilk kaynağından kamuoyu ile paylaşmaktır .Bunu yapmanın ne kadar zor olduğunu, bunu yapmaya çalışanların nasıl sert bir tepkiyle karşılandığını kameralar sayesinde bir kez daha gördük. Kamuoyunun aydınlatılması için hepimiz doğruyu söylemek ve doğruyu çarpıtmadan en objektif şekilde paylaşmak zorundayız. Aksi takdirde herşey karanlıkta kalmaya devam eder ki ,bu durum toplumsal huzurumuzu kökünden bozar. Gazetecilerin en önemli işi zifiri karanlıkları aydınlatmaya yardımcı soruları muhataplarına sormaktır. Şunu da unutmayalım gazeteci polis değildir, gazeteci mahkeme değildir. Gazeteci işinin ona yüklediği sorumlulukları bilen, işini ilkeli yapan, yaptığı işin aynı zamanda bir kamu görevi olduğunu unutmayan araştıran insandır. Gazeteciler görevleri nedeniyle asla itilip kakılmamalılardır .Ne yazık ki gazetecilerin bazen itilip kakıldığına tanık olmaya devam ediyoruz. Biz biliyoruz ki gazeteci olmak dünyanın her yerinde zordur. Bu yüzden gerçek gazeteci kamuoyunun beklentisini karşılayacak sorulara doğru yanıtlar arayan kişidir. Gazeteci doğruyu, gerçeği araştırırken mutlaka muhataplarına soru sorar. Sorudan maksat gerçeği anlamak ve anlatmak için doğru soru sormaktır.
Kamuoyunun ne söyleyeceğini merakla beklediği kişilere gazetecilerin soru sormasından daha doğal bir şey yoktur . Dünyanın her ülkesinde bu böyledir. Gazeteci her önüne gelene soru sormaz. Gazetecinin bir konuda soru sorduğu kişi o sorudan rahatsızlık duyarak "İşine bak, işine hadi" diyerek sert tepki veriyorsa, burada gazeteci soru sorarak işine bakıyor demektir. Kimse kamuoyunu yok sayarak tepki vermesin. Gazetecinin işinin ne olduğunu asla unutmayalım. Gazetecinin işinin önemli bir parçası ne söyleyeceği merakla beklenen kişilere soru sormaktır. Gerçek gazetecinin işi muhatabına soru sormaktır. "İşine bak, işine hadi" diyerek tepki vermek neyi değiştirir ki? Gazeteci sadece işini yapmış ,kimseyi suçlamamış, kamuoyunda merak edileni sormuştur.