Her şey kamuoyunun gözü önünde gerçekleşiyor. İmralı'da hükümlü olduğunu bildiğimiz bebek katili Abdullah Öcalan'ın yeni bir mektubu yine birileri( bir akademisyen) tarafından geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaşıldı. Her şey açık ve çok net.35 bin kişinin katili Abdullah Öcalan hükümlü olduğu cezaevinde aile görüşmesi dışında aklımızın almadığı bir takım kişilerle görüşmeler yapabiliyor. Kamuoyunu etkilemeye yönelik bir takım mesajlarını da onların aracılığı ile çok rahat bir şekilde paylaşabiliyor. Acaba dünyanın hangi ülkesinde hangi cezaevinde bir hükümlü bu şekilde hareket edebiliyor? Biliyoruz ki dünyada bir tane dahi örnek yok. Öyle ise bizim hukuk sistemimizde nasıl bir açık var ki, bebek katiline pozitif ayrımcılık yani imtiyaz kapıları açılabiliyor? Biz şehit yakınları olarak bu konudaki rahatsızlığımızı defalarca anlattık. Ne acıdır ki şehit yakınlarının rahatsızlığı kimseyi harekete geçirmedi. Bu yüzden canımız çok acıyor ve kahroluyoruz. Çünkü teröristbaşı Apo'yu Türkiye'nin gündeminde tutmak şehitlerimizin kemiklerini derinden sızlatılıyor. Buna asla kayıtsız kalamayız. Gündeme taşıyanlara tepkimiz ve teröristbaşı Abdullah Öcalan'a isyanımız bu yüzden.
Abdullah Öcalan'ın zaman zaman Türkiye gündemine taşınması PKK teröründe bir çözüm değildir. Terör örgütü kurucu lideri bebek katilinin mesajları ne dün, ne de bugün pişmanlık mesajları olmadı hiçbir zaman da olmayacak. Teröristbaşının çizgisi hiç değişmedi. Abdullah Öcalan'ın hakikaten tutuklu ve hükümlü olduğuna da artık inanmak istiyoruz. Türkiye'deki PKK teröründen birinci dereceden sorumlu olan Abdullah Öcalan'ın her ne sebeple olursa olsun adının bile kamuoyunda tekrarlanması şehitlerimiz ve yakınları için bir zulüm olmuştur. Hiç kimsenin Öcalan'ı melek ilan etme hakkı ve yetkisi yoktur. Abdullah Öcalan'ı yargılayan Ankara 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi laf olsun diye yargılama yapmamış, adalet yerini bulsun diye idam cezası ile cezalandırılmasına 29.06.2019 tarihinde 1999/21 sayılı kararı ile hüküm vermişti. Buna rağmen Öcalan idam edilmediği gibi cezası müebbet hapis cezasına çevrildi. Bu adil olmayan sonucu şehit yakınlarına zorla kabul ettirenlere şehit yakınlarının tepkisi hiç bitmedi. Ben de bir şehit yakını olarak onlardan birisiyim ve gelinen bu noktaya çok tepkiliyim. Ciddi anlamda aklımızla alay ediliyor ki, her tarafından şehit kanı damlayan azılı bir cani televizyon kanalları sayesinde evlerimize bile girdi. Öcalan'ın yakalandığı günden beri korunduğunu düşünen bir şehit ağabeyiyim. Gelinen son noktada değişen hiçbir şey olmadığına tanık olduğumuzu söyleyebilirim. Teröristbaşı Apo'yu Türkiye'nin gündeminde tutmak kimin aklından çıkıyorsa, unutmasın ki şehitlerimiz çok rahatsız. Biz bu durumu içimize sindiremiyoruz.
Biz şehit yakınlarına Öcalan'ın yaşattığı acı her geçen gün artarken onun kaleme aldığı mektubu birilerinin 82 milyon insana okumasına izin vermesini elbette sorguluyoruz. Elbette eleştiriyor ,gündeme getirenlere mektubu vereni soruyoruz. Madem ki İmralı herkese açık ,isteyen bebek katili ile görüşebiliyor, şehit yakını olarak benimde görüşme talebim var. Buradan talebimi yetkili makamlara duyuruyorum ,bebek katili Öcalan'la görüşmek istiyorum. Bu fırsat bana verilirse ,yakasına yapışıp kardeşimi ve arkadaşlarını neden şehit ettiklerini sormak istiyorum. Bir fırsatını bulup suratına da tükürürsem kimse bana kızmasın. Kardeşim ve arkadaşları askerdi ama silahsız ve sivildiler! Sonuç olarak o bebek katilinin emir ve talimatları sonucunda hunharca şehit edildiler! Niye hukuken bizim Öcalan'ın yakasına yapışma hakkımız yok?