Hiç şüphesiz Türk askeri ve Türk Milleti her zaman mağdurun mazlumun, ezilenin ve zulüm görenin yanındadır. Türk askerinin Suriye'de bulunmasının en önemli nedeni ülkemizin bekası ve zulüm gören Suriye halkıdır. Çünkü Suriye'de yuvalanan ve ABD gibi bazı dış güçlerin desteği ile sınırlarımızda tehdit unsuru haline gelen ve Suriye'de yaşanan iç savaşı fırsat bilip o bölgede Kürt devleti adı altında terör devleti kurma hayali ile ülkemizi ve bölgemizi tehdit eden terörist unsurları temizlemek için Türk askeri Suriye'dedir.
Türkiye'nin başka ülkelerin toprağında asla gözü olmadığı gibi Suriye'den bir karış bile toprak talebi yoktur. Kısaca Türkiye ve Türk Ordusu işgalci değildir. Ülkemize ve milletimize zarar vermek isteyen ve sınırımızda ABD silahları ile tehdit unsuru olmaya devam eden terör grupları hem Suriye'nin hem de Türkiye'nin huzurunu ve güvenliğini bozmaya çalışmaktadır. Bölgede huzuru ve güvenliği tesis etmek sınırımızdaki terörist unsurları bölgeden söküp atmak için Türk askeri Suriye'dir. Ülkemizin bekası ve Suriye'nin toprak bütünlüğü, Suriyelilerin can güvenliği için Türk askeri nöbet tutmakta bu uğurda gazi ve şehit olmaya devam etmektedir. Terör unsurlarını bölgeden söküp atmak için Türk silahlı Kuvvetleri sürekli teyakkuz halindedir. Bütün bu sıcak gelişmeler yaşanırken Suriye'deki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınanların sayısı büyük bir artış göstermiştir. Türkiye hiçbir zaman Suriye'den ülkemize gelen misafirlere kapısını kapatmamıştır. Ama bu misafirlik son günlerde artık kalıcı hale gelmeye başlamıştır. Suriyeli mültecilerin Türkiye'nin her yerine dağıtılması mı, gerekiyordu bunu da anlamış değiliz. Yaşadığımız şehir sadece Samsun'da 30 bin Suriyeli mültecinin olduğu söyleniyor. Bu mültecilerin her bölgeye dağılması yerine güney sınırımızda bir veya birçok kampa tutulması ve orada barındırılması daha uygun olmaz mıydı, bunu bilmiyorum. Ülkemizdeki sayısı milyonlarla ifade edilen aşımızı, işimizi, paylaştığımız Suriyeli misafirlerimizin sadece kadın, çocuk, yaşlı ve hastalardan oluşmadığını yaşadığımız şehirde çok rahatlıkla görüyoruz. Askerlik çağında ve eli silah tutabilecek yaşta çok sayıda sağlıklı erkek genç Suriyeli misafirlerimizin olduğunu görmek çok zor değil. Onlar Türkiye'de ve yaşadığımız şehirlerde istedikleri gibi hatta bulundukları şehrin sahibiymiş gibi yaşarken yaşıtları olan Türk askerlerinin onların ülkesinde canlarını tehlikeye atarak görev yapmasını bir şehit yakını olarak içime sindiremiyorum. Biz ülkemizin bekaa sorununu düşünerek onların ülkesinde bedel öderken, onlarında ülkelerinde kendi gelecekleri kendi ülkelerinin bekaası için görev alması gerekmez mi?
Hiç şüphesiz Suriye'de büyük bir insanlık dramı yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu insanlık dramının ABD gibi dış güçler tarafından devam ettirildiğini söylemek haksızlık olmaz. Çünkü sadece kendi çıkarlarının peşinde olan emperyalist ülkeler Suriye halkını zerre kadar düşünmemekte ve insanlık dramı yaşanmasına seyirci kalmakta ve zemin hazırlamaktadır. Bu savaşın uzamasının en belirgin nedeni de uluslararası çıkar ilişkileridir. Bu savaşı sona erdirecek olan asıl güç Suriye halkıdır. Suriye halkının, eli silah tutanların kaçmak yerine ülkesine sahip çıkması kaçınılmazdır. Aksi takdirde Suriye de yaşanan insanlık dramı ve işgal çok daha can yakar düşüncesindeyim. Türk askerinin yaşıtı, Suriyeli sağlıklı gençler ülkelerine sahip çıkmak yerine Türkiye'de nargile keyfi yapmaya devam ettiği sürece Suriye'de düzen olmaz, Suriye kesinlikle Suriyelilerindir. Bunun için Suriyeli genç erkekler ve eli silah tutanlar ülkelerine, bayraklarına ve topraklarına mutlaka sahip çıkmalıdır. Bedel ödemeden Türkiye'de veya başka bir ülkede nargile keyfi yaparak ben Suriyeliyim demek ayıptır, günahtır. Türk askeri Suriye'de şehit düşüyor yaşıtı Suriyeli genç erkekler Türkiye'de nargile keyfi yapıyor, bir şehit yakın olarak bunu vicdanım kabul etmiyor…