“Dünyayı güzelleştiren en masum şey, sevgi ve çocuklar.
Onlar iyi ki varlar...”
Bazı kısaltmaları tahmin etmenizi isteyeceğim.
SBS,OKS,TEOG,OGES:
-Bir fren ya da paralı geçiş sistemi, diye cevap verdiniz.
-Değil!..
YBP, DP, SP, OYP:
-Yeni kurulan partiler!..
-Bilemediniz!..
Bu kavramlar, ortaokul son sınıf öğrencilerinin daha iyi bir lisede okuyabilmek kaygısıyla bugün ve yarın birinci aşamasına girecekleri sınavın sürekli değişen adları ve puan türleri…
Peki, 4 4 4 ile liseler de zorunlu eğitim kapsamına alınmadı mı?
Alındı…
Zorunlu okulun sınavı olur mu?
Bizde olur!..
Her yıl adı ve koşulları değişir mi?
Değişir!..
Sınav olan yerde yarış olduğuna göre,
Dersane, kurs, özel ders… ortadan kalkar mı?
Biraz zor!..
İyi bir liseye girebilmek için oyun çağındaki çocuklar acımasız bir yarışın içinde…
İyi bir lise, iyi bir üniversite, o da iyi bir iş, iyi bir hayat olarak görülüyor.
Sonuç öyle olmuyor her zaman.
Bu sistem herkese yetecek kadar mutluluk üretmiyor.
Neden, her okulda, eşit, parasız, nitelikli eğitim veremiyoruz?
Çünkü, Türkiye gibi gelir dağılımının son derece bozuk olduğu bir ülkede, kamu kaynakları özel okullara aktarılarak paralı ve özel eğitim teşvik ediliyor. Eğitim, parası olanların elde edebileceği bir alan haline dönüştürülüyor. Bu da son derece tehlikeli…
Bu sorun çözülmezse, siyasilerin ektiği rüzgarı, bütün toplum fırtına olarak biçecektir. Bunun belirtileri de çocuk suçlarındaki artışta görülüyor.
Eğitim, dünyadaki gelişmeleri, ülkemizin geleceğini, halkımızın ve gençlerimizin ihtiyaçlarını dikkate alarak düzenlenmelidir.
Sağlıklı, mutlu kuşaklar için, eğitimi her düzeyde sınavsız ve parasız hale getirerek, herkesin istek, ihtiyaç ve yeteneğine göre bir üst öğrenime gidebileceği bilimsel temellere göre yeniden yapılandırmalıyız.
Unutmayalım: “Mutsuz çocukluklar. Büyük mutsuzluklar yaratır…”