Biz bilemeyiz yasalar bilir yasaların kabul etmediğini de Allah kabul edebilir.Vicdanımızın da mantıklı bir değerlendirme yapması doğaldır.Elbette bu değerlendirmemiz hiç kimseyi bağlamaz ama vicdanımızı bağlar.En başından vicdanımın değerlendirmesini belirtmek istiyorum.Vicdanım şehit diyor.17 Ekim 2018 günü içerisinde Samsunlu iki askerin ve Ordulu bir polis memurununda olduğu otobüs Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde talihsiz bir trafik kazası yaptı. Kazada hayatını kaybeden 7 kişiden 2 kişi asker 1 kişi ise polisti. Talihsiz kazayı haber yapan,duyuran bazı internet siteleri 2 asker için şehit oldu ifadesini kullandı.Bu yüzden özellikle Samsun kamuoyunda şehitti ,şehit değildi tartışması yaşandı.
Şehit kabul edilmemesini vicdanen yanlış bulanlarla aynı safta olduğumu söyleyebilirim.Bunun için elbette vicdani,mantıklı ve haklı gerekçelerim var.Hissi davranmıyorum kazada yaşamını yitiren 2 kınalı kuzuyla ,1 polisle hiçbir kan bağım ,yakınlığım ve komşuluğum dahi yok sadece hemşehriyiz. 2 kınalı kuzumuz ,1 polisimiz izne gelmiyor ve izinden dönüyordu.İzinlerini kullanmış vatan için ,millet için ,bayrak için göreve gidiyorlardı. Açık ve net söylüyorum dönüş yolunda talihsiz bir kaza sonucu yaşamlarını yitirdikleri için şehit kabul edilmeli idiler. Bu benim kendi düşüncem ,ne yasaları nede yönergeleri bağlamaz, sadece benim vicdanımı ve mantığımı bağlar.Yanlış diyenlere ise sadece şunu söylemek istiyorum, asıl yanlış olan şehitlik yönergesidir ve değiştirilmelidir. Bu tür kazalarda yaşamını yitirenler şehit olarak değerlendirilmelidir. Burada bir hastalığa bağlı vefat söz konusu değil.İzin dönüşü görev bölgesine dönen asker ve polis kimliğine sahip insanların otobüs yolculuğunda geçirdiği talihsiz bir kaza var.Allah kimseye böyle bir kaza ve acı yaşatmasın.Ama yaşam devam ediyor ,hiç şüphe yok ki benzerleri yine yaşanacaktır.Kimse mağdur olmasın ,kimse benim kınalı kuzum niye şehit sayılmıyor diye ,bir düşünceye kapılsın istemiyorum.
O talihsiz kazada 21 yaşında yaşamını yitiren Samsunlu Piyade Uzman Onbaşı Doğancan Türk için Samsun Büyük Cami'de düzenlenen cenaze törenine de katıldım.Kınalı kuzumuzun, hemşehrimizin cami avlusuna getirilen Türk bayrağına sarılı tabutunun başında anne ve babası yakınlarıyla birlikte gözyaşı döküyordu.Emekli Uzman Çavuş bir baba düşünün kendisi gibi askerlik mesleğini seçmiş evladının tabutu başında tarifsiz bir acıyla imtihan oluyordu.O babanın ,o acılı annenin acısını hafifletmek yasa ve yönerge yapanların görevidir.Vicdanımın şehit olarak değerlendirdiği Piyade Uzman Onbaşı Doğancan Türk evladımızın,hemşehrimizin ve aynı kaderi paylaşanların ,durumlarının yeniden değerlendirilmesi yerinde olur düşüncesindeyim. Askerlerin ve polislerin izinden görev yerlerine dönüşlerinde geçirilen ölümlü trafik kazalarıyla ilgili şehitlik yönergesinde yeni bir değerlendirme ve düzenleme yapılabilir.Vicdanım şehit diyor. Çünkü mantıklı düşününce vicdanımız şehit diyor.
Annesinin ifadeleriyle ışıklar içinde uyusun Piyade Uzman Onbaşı Doğancan Türk.Kınalı kuzularımız canımızı acıtmaya devam ediyor.Kimi hain bir saldırıda şehit düşüyor, kimi ise talihsiz bir kazada yaşamını yitiriyor.Samsun acının merkezi olmaya devam ediyor.Sonsuz yolculuğuna Türk bayrağına sarılı tabut içersinde silah arkadaşlarının omuzlarında uğurladığımız Piyade Uzman Onbaşı Doğancan Türk'e Allah'tan rahmet ailesine,yakınlarına ve hemşehrilerine sabır diliyoruz . Yasalar ve yönergeler şehit kabul etmese de vicdanımız şehit diyor.İnşallah Allah katında da şehittirler. Bunu sadece Allah bilir.Biz başka bir şey diyemeyiz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.