Türkiye'de gerek iktidar ve gerekse muhalefet alabildiğine birbirlerini suçlamaktadırlar.
Oysa her iki tarafın de ülke için kalkınma mücadelesi verdiklerini söylüyorlar. Hizmet yarışları kavga yarışına dönüştürülmüştür.
Herkes refah ve kalkınma vaatlerini yapmaktadır.
Bizler de barışı kavgaya dönüştürenleri seyrediyoruz.
Mevlana'nın aynı şeylere talip dört arkadaşın durumuna düşer gibi oluyoruz.
İnanıyoruz ki, milletin feraseti bu şaşkınlığı sonlandıracaktır.
Mevlana diyor ki:
'Dört arkadaşa biri bir dirhem verdi.
Arkadaşlardan biri bunu 'engür' a verelim. Yani, bu para ile üzüm alalım' dedi.
Diğer arkadaşı araptı. Hayır, ey hilekar;; ben 'engür' değil, 'ineb' isterim dedi' dedi.
Diğeri Türk idi. Ey gözüm, ben 'ineb' istemem, 'üzüm' isterim ' dedi.
Diğeri Rum idi. Bu dedikoduyu bırak,,'istafil istiyoruz' dedi.
O arkadaşlar tartışmadan döğüşmeye başladılar. Çünkü isimlerin sırrından gafil idiler'
Sonunda biri şöyle der:
'Sizin bir dirheminiz dört isteği de yerine getirir. Dört düşman birleşerek bir olur.
Her birinizin sözü size cenk ve ayrılık verir. Benim sözüm ise sizde ittifak ve birlik meydana getirir.
O halde siz susun ve 'ensıtü' emrinini dinleyiniz ki, söz hususunda ben sizin diliniz olayım.':
'Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.'(Ara'f Suresi, 204).
Dileriz ki Müslümanlar, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkmazlar.
Birlik ve dayanışma için kitaplarına kulak verirler.
Selam ve dua ile…[email protected]