Bir evlat için baba karlı dağdır. Ne kadar fakir ,ne kadar hasta, ne kadar yaşlı olursa olsun baba güç kaynağıdır?Evlat yaşlı olsa da , herkes babasının yanında güçlü bir çocuktur. Onu kimse yenemez. Bunu anlamak için babasız kalmamız gerekmiyor. Ne yazık ki babalarımızı kaybettiğimizde bunu çok daha iyi anlıyor ve yaşıyoruz. Çünkü bir yanımız hep eksik kalıyor, neşemiz kaçıyor, gücümüz azalıyor.
Herşeye rağmen hayatı boyunca babasız olanları düşününce de çok şanslı olduğumu / olduğumuzu da unutmuyorum. Üç yıldır babalar gününe bende babasız giriyorum. Babalar gününü babasız yaşamak üzüntümüzü bir kat daha artırsa da hayatta olan babalarına koşan evlatlarını babalarının yanında mutlu gördüğümde teselli buluyorum. Bencillik yapmak istemiyorum. Babası hayatta olanların abartmadan mutlaka keyifli babalar günü geçirmesini istiyorum. Keşke mümkün olabilse de bütün babalarımız hayatta ve biz onların yanında olabilsek ama hayat çok acımasız. Belki de bu yüzden babası hayatta olup yanında olmayanlar/olamayanlar ,birde babası hayatta olmadığı halde babasını hep yanında hisseden ,gönül bağını hiç koparmayan ve ondan sürekli güç almaya devam edenler var .Herkesin bu hayatta farklı hikayesi var. Ortak hikayemiz. babalarımızla keyifli bir hayat sürmek olsun .Nerede olurlarsa olsunlar, babalar gününde babalarımızla birlikte olmayı ihmal etmeyelim. Çünkü babalar gününü babasız yaşamak çok acı ve zor.
Size bir hastanenin acil servisindeki kırmızı alanda çocuğunuz yaşındaki görevli bir doktor bir süre sonra yanınıza gelip çok uğraştık ama maalesef babanızı kaybettik dedi mi? Sizi bilmem ama tamda babalar günün ilk saatlerinde sabaha karşı ben bu sözü bir kere duydum ama bin kere yıkıldım. Canım bin kere acıdı, yüreğim bin kere sızladı. Benim için" babanızı kaybettik" sözünü duymak kolay olmadı. Bu basit bir söz değildi .İlk babasını babalar gününde kaybeden de ben değildim. Ben şimdi babasız mı kaldım diye bir filim şeridi gibi babamı gözlerimin önünden geçirdim. Artık bende babasızdım. "Babamı son kez teni soğumadan görebilir miyim?" ,diye görevliye sordum. Ölüm raporunu hazırlayan görevli doktorun sorularına cevap vermek büyük bir sınavdan geçmek gibiydi. Sonrasında buz gibi hastane morguna görevli ile birlikte babamı koca çınarımızı yerleştirmek alışık olmadığımız ama yapmak zorunda olduğumuz son görevlerimizden birisiydi. Zor bir görevdi ama bir babanın en yakınında ölüm anında bir evladının olması babam adına sevindiriciydi. Kimsesiz kalmadı ,kimsesiz bırakmadık. Ömrünün son 15 yılını haftada üç gün hemodiyaliz makinesine bağlı yaşayan babam artık diyalizden kurtuldu. Ömrünün son 27 yılını şehit oğlunun hasreti ile çok zor geçiren babam en sonunda şehit oğluna kavuştu. Ama babam sonunda bizi yalnız bıraktı. Bu yüzden artık babalar gününde de yapayalnız kaldım. Artık babalar gününü buruk yaşamak zorundayım. Keyfim kaçsa da babamı hatırlayınca mutlu oluyorum. İnanıyorum ki babam şehit kardeşimle birlikte çok daha mutlu.
Hiçbirimiz yarının bize ne getireceğini nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bazen acı, bazen tatlı olaylar bir çok şeyi hayatımızda değiştirip ,hayatımızı altüst edebilir. Hayata babalarımız sayesinde daha güçlü ve cesur tutunabileceğimizi unutmayalım.
Babası hayatta olanlar bu sözümü nasıl yorumlar bilmiyorum. Artık babam hayatta olmadığı için bu sözümün anlamını çok daha iyi biliyorum. Benim gibi babası hayatta olmayanların da benden farklı düşünmediğini tahmin edebiliyorum . Kaybettiğimiz her büyüğümüz her sevdiğimiz, en çokta babamız bizim için büyük bir nasihat değil midir?
Hayatta olan, hayatta olmayan tüm babalarımızın ve baba adaylarının babalar günü kutlu ve mutlu olsun. Hayatta olmasan da yanımızda olduğunu hissediyorum ellerinden, yanaklarından öpüyor babalar gününü kutluyorum babam.