n Şimdi Samsun’a tepeden bakan Sahra Sıhhiye Okulu ve Er Eğitim Merkezi, o yıllarda Amerikan radar üssüydü. 45 yıl önce bir ekim gecesinin karanlığında bu kentte dört adam önce kafayı çekti, sonra gönderdeki Türk Bayrağı nı indirdi, yırttı ve yaktı. Haber sabahın aydınlığında düştü Samsun gündemine. Ve dalga dalga yayıldı kente: Amerikalılar, Türk Bayrağı nı yakmışlardı.
n
n
n
n Öncülük bize, Genç Ülkücülere düşmüştü. Hemen o gün bir basın toplantısı düzenledik, ardından el ilanları dağıttık, akşamleyin de Samsun Valisi Ertuğrul Ünlüer’i ziyaret ettik ve isteklerimizi kendisine aktardık. Suçlular en geç bir hafta içinde tespit edilmeli ve Türk yargısının karşısına çıkarılmalıydı. Amerika Devleti, Türk milletinden özür dilemeli, düzenlenecek büyük bir törenle daha büyük bir bayrak o göndere çekilmeli ve o törene ABD Ankara Büyükelçisi de katılmalıydı. Rahmetli Ertuğrul Ünlüer bizi sükunetle dinledi, kendi gençlik yıllarından örnekler verdi, heyecanımızı anlıyordu ama isteklerimiz devletlerarası hukuka ve anlaşmalara aykırıydı. İkili anlaşmaya göre suç işleyen ABD askerleri Türk mahkemelerinde yargılanamazlardı.
n
n
n
n Biliyorduk o ikili anlaşmayı ama önemsemiyorduk, “milli haysiyetin söz konusu olduğu yerde devlet adamlarının attığı imza milleti bağlamaz” diyorduk. “Bunu devlet adına siz sağlayamazsanız millet adına biz sağlarız” diyorduk. Birkaç günlük bir hazırlıktan sonra ve aklımda yanlış kalmadıysa eğer 1969 Ekim’inin 24’ünde “Bayrağa Saygı” yürüyüş ve mitingini gerçekleştirdik. Gar’dan başlayıp Lise ve İstiklal caddelerinden geçerek Cumhuriyet Meydanı’na ulaşan yürüyüş ve miting; kelimenin tam anlamıyla muhteşemdi. Samsun yaşlısı ve genciyle, kadını ve erkeğiyle, sağcısı ve solcusuyla kenetlenmişti.
n
n
n
n 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na kalmadan o dört Amerikalı bulundu ve olmaz denen şey oldu, Türk hakiminin karşısına çıkarıldılar. İkili anlaşmanın o maddesi değiştirilmişti. Gerçi ABD Büyükelçisi katılmadı ama Türk Bayrağı, törenle göndere çekildi.
n
n
n
n O günün akşamında merhum Ertuğrul Ünlüer’le görüşmeye giden gençler arasında Köksal Piyade, Atilla Sönmez, Halim Düzgün, Aykut Eroğlu ile şimdi üçü de hak dünyada olan Adem Bilir, Ali Kumbasar ve Rasim Özel vardı. İsimlerini burada yazmayı onlara ve kent tarihine karşı bir görev biliyorum.
n
n
n
n NOT: IŞİD(Irak-Şam İslam Ordusu) Musul ve Tuzhurmatu’yu almış. Musul, Kerkük, Tuzhurmatu ve çevresi Türk vatanıdır, Türkmen yurdudur. Orada kesilen, biçilen, yok edilenler öz kardeşlerimizdir. Tıpkı Suriye’nin Türkmen topraklarında katledilenler gibi. Tıpkı Balkan, tıpkı Kafkas, tıpkı Kırım Türklüğü gibi.
n
n
n