Önceki gün yapılan MHP İl Kongresi nde Şaban Kılıç ve ekibinin kazandığı galibiyetle Samsunda İbrahim Özyer devri sona ermiştir. Bu sadece bir devrin sona ermesi değildir, aynı zamanda İbrahim Özyerin bir türlü gerçekleşemeyen milletvekili olma hayalinin ve aktif siyasi hayatının da sona ermesidir.

MHPnin son on-on iki yılında İbrahim Özyerin gölgesi vardır. Bunun beş yılı doğrudan kendisinin, son yedi yılı da eski ve kıdemli yardımcısı Abdullah Karapıçakın başkanlığında ama yine Özyerin kontrol ve yönlendirmesi altında geçmiştir. Onun içindir ki, dünkü kongrenin gerçek mağlubu aday olarak ortada gözüken Recep Güleroğlu değil, onun arkasında olan, en azından öyle olduğuna inanılan İbrahim Özyerdir.

İbrahim Özyer dönemi MHPnin sürekli kan kaybettiği bir dönem olmuştur. Özyerin başkanlığa geldiği/getirildiği yıllarda sahip olunan Canik, Bafra, Çarşamba ve Havza gibi önemli belediyeler kaybedilmiş, milletvekili sayısı ikiden bire, partinin oyları da yüz otuz binlerden yetmiş binlere düşmüştür. Oy oranları daima Türkiye ortalamasının, daha da ilginci Samsun merkezin oyları da ilçelerin oylarının gerisinde kalmıştır.

Şaban Kılıç ve ekibinin, bütün masa başı organizasyonlarına ve çakma delege operasyonlarına rağmen seçimi kazanmasında, gençliğinden beri Ülkücü Hareket içinde yer alan kıdemli kadroların büyük payı vardır. Bir kısmı listede yer alarak doğrudan, bir kısmı da gece gündüz çalışarak dolaylı yoldan bu başarıya katkı vermişlerdir. Özellikle merkezin kontrolünün çok zayıf ya da hiç olmadığı çevre ilçelerin kıdemli ülkücüleri neredeyse toptan bir karşı duruş sergilemişlerdir.

Önceki günkü kongrenin bir diğer kaybedeni de Bafra Belediyesinin ülkücü hareket içinde bir zamanlar neredeyse efsaneleşmiş başkanı Hasan Aslandır. Gönül, yıllarını bir harekete vermiş öyle bir ismin çekilme zamanının geldiğini anlamasını ve siyasete ezilmeden veda etmesini isterdi. Ne yazık ki, Hasan Aslan tarihi bir hezimetle noktalamıştır siyasi hayatını.

Şaban Kılıç hareketin kaynağından gelen bir isimdir, kadrosu da öyledir. Hemen hepsi ya Ülkü Ocaklarında ya da daha önce MHPnin değişik kademelerinde başkanlık ve yöneticilik yapmış kimselerdir. Onlardan MHPde fikri çalışmalara daha ağırlık veren ve hem tüm Ülkücüleri hem de tüm Samsunu kucaklayacak bir çalışma döneminin başlamasını ve bir de Ankaradaki kıymetli ağabeylerin demeçlerinden aşırılmış suya tirit ve Samsuna yabancı söylemler yerine Samsunun sorunlarını ele alan ve çözüm önerileri getiren açıklamaları beklemek yanıltıcı olmaz.Eminim ki, muhalefetin bu başarısının etkileri Samsunla sınırlı kalmayacaktır. Samsundaki galibiyet birçok ile örnek olacak, oralarda da masa başı organizasyonlarına karşı yürekli ve başarılı çıkışlar sergilenecektir.MHPnin yeniden ümit olması için buna çok ihtiyacı var…