n
n n Yazının başlığı şaşırtıcı gelebilir; şaşırmayınız lütfen. Tarih bilmezlerin ya da tarihi siyasi, ideolojik ve de etnik amaçları için tahrif edenlerin söylediklerinin ve yazdıklarının aksine; yakın tarihimizin ilk büyük Türkçüsü Sultan Abdülhamit Han’dır. Onun saraydaki bahçıvana aptal Türk diye hakaret eden görevliye “Unutma ki ben de Türküm” demesi meşhurdur.
n n
n n 31 Mart ayaklanmasının bastırılmasından sonra tahttan indirildiğini tebliğ için gönderilen heyeti görünce söylediği söz daha da meşhurdur ve ondaki “milli şuuru ve Türklük sevdasını” göstermesi açısından son derece önemlidir. Dört kişi gider hal(tahttan indirilme) kararını tebliğ için. Meclis-i Ayan üyesi eski Bahriye Nazırı(Denizcilik Bakanı) Arif Hikmet Paşa, Ermeni Aram Efendi, Draç Mebusu Arnavut Esat Toptani Paşa ve Selanik Mebusu Emanuel Karasu Efendi. Tahttan indirilmesinden çok gelen heyetin yapısından yaralanır Sultan’ın gönlü. “Bana gönderecek dört Türk bulamadılar mı” diye acı ve isyan içinde sorar yakınlarına.
n n
n n Abdülhamit budur ama bu kadar değildir. Sözde kalmaz onun Türklüğe verdiği önem; hayata geçirir Türklük kavramını, anayasasına kor, devletin, Devlet-i Ali Osman’ın vazgeçilmez umdesi haline getirir Türklüğü ve Türkçeyi. Bazılarına garip gelecektir ama bu böyledir.
n n
n n İlk anayasamız onun onayı ve fermanıyla yayınlanan 1876 Kanun-u Esasi’dir. O anayasanın 18. maddesi “Tebaai Osmaniyenin hidematı devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır” der. Açıklamaya gerek var mı? Her dilden ve her etnik yapıdan vatandaşların olduğu bir imparatorlukta “devlet memuru olmanın ilk ve vazgeçilmez şartı, devletin lisanı-ı resmisi(resmi dili) olan Türkçeyi” bilmektir. Sadece memur olmak için değil o Anayasa’nın 68. maddesine göre seçilebilmek için de Türkçe bilmek gerekir. Buradaki bilmek sadece konuşmak değildir. Türkçe okumak ve “mümkün mertebe” yazabilmektir. Zira o anayasanın 68. Maddesine göre Meclis te “ Heyetlerin müzakeratı(konuşmaları/görüşmeleri) lisan-ı Türki(Türk dili) üzerine cereyan eder(gerçekleşir)
n n
n n İlk Meclis te Arap mebuslar “Türkçe bilmeyen Araplar var” diye 68. maddeye itiraz eder. Ahmet Vefik Paşa “Sonraki seçime dört yıl var, şimdiden öğrenmeye başlayın” der. İkinci Meşrutiyet’te de Rum ve Ermeni mebuslar hem buna itiraz eder hem de “ana dilde eğitim” isterler. Kimse tınmaz bile. “Özel okullarınızda serbestsiniz ama devletin lisan-ı resmisi Türkçedir” der geçerler.
n n
n n Türklüğün kıyısından köşesinden hırpalanması için gizli kapaklı gayretlerin her gün biraz daha pervasızca sahnelendiği günlerdeyiz. Kurduğumuz devletten dışlanıyor, vatan yaptığımız coğrafyadan sürülmek isteniyoruz. Bunu birileri milli ihtirasları ve kendi etnik hesaplarıyla gerçekleştirirken; çoğunluğu oluşturan ve asıl üzerinde durulması gereken saf ve samimi birileri de bu tiyatroya “Osmanlılık” adına bilet alıyor, alkış tutuyor.
n n
n n Hiç kimse Sultan İkinci Abdülhamit’ten daha Osmanlı olmasın. Onun Osmanlılığını bilenler onun ne kadar Türk ve Türkçü olduğunu da bilselerdi, bilebilselerdi acaba bugün “Yeni Osmanlılık” etiketiyle pazarlanmak istenen Türklükten kaçış ya da Türklüğü bu coğrafyadan tasfiye planlarına aynı desteği verirler miydi? Hiç sanmam.
n n
n