n
n n MHP kongresi yargıya taşındı ve yargıdan döndü ya şimdi ilgili ilgisiz birçok kimse “AKP kongresi de yargıya taşınır mı, Osman Çetinkaya da Recep Güleroğlu gibi yargıya gider mi?” diye soruyor. Sanmam; ne Çetinkaya yargıya gider ne de kongre yargıya taşınır.
n n Recep Güleroğlu, kongre sürecinde MHP’de aktif bir görevde değildi. Üye olmayan kimselerin delege seçilmesinde ya da yazılmasında herhangi bir dahli ya da en hafifinden bir ihmali yoktu. Halbuki, Osman Çetinkaya o süreçte partinin il başkanıydı. Listeleri hazırlayan ekibin başındaydı. Şimdi o listelerde usulsüzlük olduğunu öne sürmeye kalkması kendi suçunu, yine en hafifinden diyelim, ihmalini itiraf etmek olur ki, seçim sürecinde işlediği onca hataya rağmen, ben böylesine bir hataya düşeceğini sanmıyorum.
n n MHP’de “Genel merkez bizim adayımızı istiyor” söylemi, başkanlığı yargı kararıyla elinden alınan Şaban Kılıç’ın genel merkez tarafından kurucu başkanlığa atanmasıyla iflas etmiştir. Sanırım, delege iradesine duyulması gereken saygı çerçevesinde Fuat Köktaş ve yönetim kuruluna karşı girişilecek böyle bir çaba da AK Parti Genel Merkezi’nden aynı şekilde dönecektir. Bu arada Fuat Köktaş’ın Osman Çetinkaya’ya attığı farkın Şaban Kılıç’ın Recep Güleroğlu’na attığı farkın tam yirmi katı olduğunu da unutmamak gerekir.
n n Önceki gün, bu kentin önemli kanaat önderlerinden birisiyle sohbet ediyordum; “Ne garip ki, altı yıl önce Fuat Köktaş’ı başkanlıktan devirmek için birleşenler altı yıl sonra işbaşına getirmek için birleştiler” dedi. Bu son derece doğru tespitten herkesin ama öncelikle Fuat Köktaş ve ona karşı asıl kaybeden konumundaki bir zamanların koca reislerinin çıkaracağı dersler olmalı.
n n Fuat Köktaş bu altı yıllık dönemde hangi doğruları yakalamıştı ki, dün karşısında olanlar bugün yanında yer alabilmişlerdi. İktidarı kaybetmek Fuat Köktaş’a hangi erdemleri kazandırmıştı ki, seçime üç gün kala ortaya çıkmış ve arkasında genel merkez desteği olduğunu her fırsatta yineleyen mevcut yönetimi ezici bir farkla yenmeyi başarmıştı.
n n Ve dün Fuat Köktaş’ı devirmeyi başaran yahut da o dün çoğunluğu etrafında toplayan bazı geçmiş zaman reisleri; bu süreçte hangi hataları işlemişlerdi ki, etrafları bir anda boşalmış, genel merkezden aldıklarını fısıldadıkları akıl almaz desteğe rağmen dün yendikleri insana bugün açık ara yenilmişlerdi! Bu terk edilmişliklerinde güçlü olduklarında ya da kendilerini öyle sandıklarında eski dostlarını birer birer terk edişlerinin payı nedir? Eğer siyasete devam edeceklerse, bu zaman tam da bunu sorgulama zamanıdır.
n n Dün onlar güçle sınandılar, önce dostlarını sonra da güçlerini kaybettiler. Şimdi güçle sınanma sırası Fuat Köktaş’ta. Köktaş sert ve iddialı bir karakter. Siz sert yerine dik, iddialı yerine hırslı kelimesini de kullanabilirsiniz. Bu iki özellik tevazu ve hakkaniyetle sarılıp sarmalandığı sürece hem gerekli hem de toplum için oldukça faydalıdır. AK Parti’nin çok geniş bir kesimin ittifakıyla iktidara taşınan ve bu taşınma eylemi kentte de olumlu karşılanan Fuat Köktaş muhalefet döneminin bu mütevazı ve aynı zamanda dostluğunda vefakar, duruşunda dik ve sağlam Fuat Köktaş’ıdır. Dilerim ki, her gücün etrafını sarmakta, halkla arasına duvar örmekte, basiretini bağlamakta ve nefsini körüklemekte son derece becerikli olan yağcı, yalaka yağdanlık tayfası; halkın tanıdığı ve sevdiği Fuat Köktaş’ı başka birçoklarını öldürdüğü gibi öldürmeyi beceremez.
n n Eğer bunu becerirlerse hem Fuat Köktaş’a hem de ondan daha çok bu kente yanarım. Bu kentin güçlü ama adil, ilkelerini savunmakta kararlı ve sert ama halkla ve Hakk’la buluşmada mütevazı ve samimi derviş gönüllü bir başkana çok ihtiyacı var. Temennim Fuat Köktaş’ın bu güçle sınavından başarıyla çıkmasıdır.
n