Türkiye’de gündem Osmanlıca öğretilsin, öğretilmesin tartışmaları ile meşgul edilirken; çözüm süreci de tartışmalı bir zeminde devam ediyor.Sürecin olmazsa olmazları Kandil’den bildiriliyor.Süreç devam ederken PKK’lılar ve PKK’nın siyasi temsilcileri kamuoyuna ve hükümete mesaj vermeyi ihmal etmiyor.PKK tarafı daha şeffaf ve açık, ne istediklerini kamuoyu önünde paylaşıyor.Sürecin devlet tarafı ise gizli kapaklı süreci sürdürüyor, hangi sözü verdikleri konusunda maalesef şeffaf değiller.PKK ve Öcalan tarafı ise korkusuzca taleplerini sürdürüyor.
Çözüm sürecinde PKK tarafının siyasi sözcüleri aracılığı ile her fırsatta kamuoyuna verdiği mesajların en dikkat çekeni, özerklik talebi ile birlikte Öcalan’ın ve bütün PKK’ların serbest bırakılmasıdır.Bu süreç açık ve net bir şekilde Türkiye’yi uçuruma götürmeye devam ediyor.Çünkü özerklik demek ,eninde sonunda öyle ya da böyle ciddi bir bölünme demektir.Bölünmenin kansız ve savaşsız olanı özerkliktir.Başbakan Davutoğlu,çözüm masasında özerklik yok dese bile PKK tarafının olmazsa olmazlarından birisi özerkliktir. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Twitter hesabındaki açıklamasında, HDP’lilerle görüşmede sürecin genel değerlendirmesi yapılmış; özerklik, genel af, İmralı’nın taslağı gibi konular kesinlikle konuşulmamıştır. Süreçte farklı görüşler, teklifler, düşünceler olsa da önemli olan sürecin üzerinde yürüyeceği temel zemin ve anlaşılan çerçevedir. AK Parti iktidarı toplumun kabulünü, rızasını, güvenini ve desteğini rehber edinen anlayışla süreci sonuca ulaştıracaktır ifadelerine yer verdi.Özerklikten maksat, bu mücadelenin nihayetinde bağımsız devlet olmaktır.Öcalan’ın devlet olma talebinden vazgeçtik açıklamaları kimseyi gevşetmesin.PKK’nın ne dediği ya da ne demediği elinin tersi ile neyi ittiği bellidir.Çözüm süreci, PKK için özerklik talebinin ötelendiği bir süreç değildir.Süreç devam ederken PKK sözcülerinin yurtiçinden ve yurtdışından tehditvari açıklamalarla taleplerini ısrarla sürdürmesi kabul edilebilir bir durum değildir. HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Taslakta özerklik var sözlerinin çarpıtıldığını savunarak Taslakta özerklik diye bir başlık yok dedi ve bu defa gerçekten kıvırdım zannetti.Ama şu bir gerçek ki, kim nasıl kıvırmaya kalkışsa da bütün yolların özerklik talebine çıktığını süreci takip edenler net bir şekilde görüyor.
Çözüm sürecinde en çok tansiyonu yükseltecek taleplerden birisinin özerklik talebi olduğunu artık kimse inkar edemez.Bölgede bazı il ve ilçelerde sokak ve meydan isimlerinin Kürtçe olarak değiştirilmeye başlanmış olması özerklik noktasında atılmış çok ciddi bir ön adımdır.Toplumun ve hükümetin tepkisi test edilmektedir.Türkiye Cumhuriyeti karanlık bir tehdit altındadır.Maalesef çözüm süreci Türkiye için bu şekliyle iyi şeylere gebe görünmüyor.Kim iyi şeyler olacak diyorsa süreci iyi okumuyor ya da okur yazar değil.