n

n
n “Dalkavukluğun tarihi” dediysek sakın ola ki bir tarihçi edasıyla “dalkavukluk” gibi kadim bir mesleğin dününden başlayıp bugününe geleceğimizi sanmayasınız. Ne böyle bir niyetim var ne de böyle bir şey mümkün. Dünden bugüne gelmek için bırakın satırları, sayfalar, ciltler yetmez. Bugünü anlatmak ise abesle iştigal olur; her gün yüzlerce, binlerce örneği sergileniyor bu ülkede. Gazete sayfaları, dalkavukların maceralarıyla dolu. Televizyon ekranları bunların kendilerini ve meslekleri teşhir pisti sanki, sabahtan akşama hep onlar. Ben bugün sadece bir örnekten ama gerçekten tüm dalkavuklara parmak ısırtacak kadar mahir bir dalkavuktan, Karidak’tan bahsedeceğim.
n
n Karidak Akatzirlerin (bu Akatzirlerin Ak-Hazarlar olması kuvvetle muhtemeledir) başına geçmek için Hun İmparatoru Attila’ya sığınır, Attila, Karidak’ın tüm rakiplerini yener, Karidak’ı tek başına Akatzirlerin başına geçirir ve kendisini sarayında ziyaret etmesi için çağrıda bulunur. Karidak, bu çağrıya şükranlarını sunar ama gitmez. Gitmeme gerekçesi bütün dalkavuklara örnek olacak bir gerekçedir. Günümüzün dalkavuklarının da işine yarayabilir. Aynen şöyledir:
n
n “Basit, ölümlü bir insan için bir tanrının yüzüne bakmak çok güçtür. Nasıl güneşe bakmak insanın gözünü kamaştırırsa, tanrıların en ulusunun yüzüne bakmak da insana acı verir.”
n
n Karidak “tanrı” mertebesine çıkardığı Attila’nın yüzüne bakmanın acısını çekmez ama dalkavukluğunun ödülünü Attila’nın elinden “hanlığının onaylanması” olarak alır.
n
n Günümüzde, liderini “tanrılaştıracak kadar çılgın” dalkavuklar, henüz ortaya çıkmasa da lidere dokunmayı cennete gitmenin anahtarı olarak gören ya da evladı yaşındaki liderinin kerhen uzattığı eli bir aziz eli gibi hürmetle öpen siyasiler oldukça fazla. Attila’nın gücü tahtlar devirip taçlar vermeye yetiyordu, onun için Karidak’a hanlık verdi. Bugünkü modern imparatorların(!) gücü henüz o noktaya ulaşmadı. Onlar ya mal ya da mansıp verebiliyorlar. Mansıp olarak da muhalefettelerse vekillik vermeye yetiyor güçleri, iktidardalarsa buna bir de nazırlık ilave edebiliyorlar.
n
n Karidak’ın hikayesini Bizanslı yazar Priscus anlatır. Priscus İmparator II. Theodousius’un Attila’ya gönderdiği elçilik heyetindedir. Dönüşte izlenimlerini kağıda döker. Eğer, herkes şahit olduğu dalkavukluğun hikayesini kağıda dökseydi galiba kütüphanelerde ciddi ve ilmi kitaplara yer kalmazdı.
n