Merhaba.

Bundan böyle 'Dijital köşe' başlığı adı altında her hafta yazılarımla sizlerle olacağım.

Bu haftaki yazımda internetin algı sistemleri üzerindeki etkisinden bahsedeceğim. Konu ise Momo oyunu.

İnternet üzerinden yayılan ve birçok çocuğun ölümüne neden olan oyunlar son dönemde oldukça sık görülmeye başlandı. Önce Mavi Balina oyunu sonrasında da Momo oyunu çıktı. Oyun, korku ve dehşet uyandıran bir yüzle WhatsApp aracılığıyla kullanıcıların karşısına çıkıyordu.

Japon bir sanatçının eseri olarak ortaya çıkan Momo, sosyal medyada yapılan paylaşımlar ile bir korku ikonuna dönüşmeyi başardı. Bugüne dek çocukların intiharından da sorumlu olduğu düşünülen 'Momo challenge' oyunu ise yine internetin içini doldurduğu boş bir algı operasyonundan başka bir şey değildi.

Peki, nasıl oldu da Momo bu kadar korkutucu bir figür haline geldi?

Momo, 2018'in sonlarına doğru aslında unutulmaya yüz tutmuştu. 2019'un ilk ayları da sessiz sedasız geçti. Ancak Facebook'ta patlayan paylaşımlar üç gün sonra Manchester Evening News gazetesinde, bir gün sonra ulusal medyada yer aldı. 24 Şubat'ta Kuzey İrlanda polisi uyarı yayınlayınca, küresel basın içi boş bir çocuk oyununu tekrar 'clickbait' dediğimiz tıklama tuzağına malzeme olarak kullanmaya başladı.

Momo'nun korkutucu cazibesi, tamamen internetin kendine özgü algı yönlendirmesi ile ortaya çıkmış durumda. Sosyal medyada paylaşımlarla sıkça yer alan Momo, Arjantin'de Buenos Aires Times gazetesinde 25 Temmuz günü beliren habere göre, 12 yaşındaki bir kız çocuğu telefonundaki videolar ve WhatsApp yazışmaları doğrultusunda intihar etmişti. Birkaç gün sonrasında ABD merkezli Fox News, 'Momo suicide challenge adlı WhatsApp oyununu' haber yapınca durum kontrolden çıktı. Ardından gelen sayısız YouTuber videosu, Momo'nun bir sonraki durağını YouTube olarak belirledi.

Momo ile ilgili haber ve paylaşımlar o denli yoğunlaştı ki, Youtube konu hakkında açıklama yapmak zorunda kaldı. İddialara göre 'Momo challenge' hakkında videolar ortalıkta dolaşıyor, hatta çizgi film video oyunlarında gençlerin karşısına Momo ile ilgili mesajlar beliriyordu. Ancak hiçbiri gerçek değildi.

Sonuç olarak sosyal medya platformları Momo hakkında yapılan sahte paylaşımları bir bir kaldırmaya başladı ve yasaklarda getirdi.

Sosyal medyanın büyüttüğü ve algılarını kontrol ettiği bir gerçek. Birçok çocuğu ve genci korumak için devlet kurumları ve medya koordineli ilerleyeceği bir sistem geliştirilmeli. Momo'nun algılarla nasıl oynamayı başardığının sebepleri de çok iyi araştırılmalı. Momo, internetin algı sistemleri üzerinde yarattığı etki ile ne kadar büyük bir tehdit olabileceğini gözler önüne seren bir örnek. Sanal ortamda ne kadar art niyetli insanlar olduğunu ele alırsak, gençleri intihara kadar sürükleyen bu siber zorbalığın bir başka versiyonunu ileride Momo benzeri oyunlarla görmeye devam edebiliriz. Bu kapsamda gerekli tedbirler alınmalı ve algı yönlendirilmesine sebebiyet verilmemeli.

Serkan Eskalen