Diyanet İşleri Başkanlığı, Anayasa ve yasal bir kamu kuruluşudur.
Böyle olunca da kuruluş ve görevleri yasa ile belirlenmiştir.
633 Sayılı yasa ile belirlenmiş görevleri artık yetersizdir. Gerek yasa ve gerekse hizmet bazında , “efradını cami, ağyarını mani” olma konumunu koruyamamaktadır.
Dünyanın ve Türkiye’nin geldiği noktada Diyanet İşleri Başkanlığı yeni bir misyon ve vizyonla donatılması zorunluluğu vardır.
Bu ülkenin nüfusunun yaklaşık yüzde yüzü Müslümandır.
Özellikle bayram ve cumalarda camileri dolduranların kasketi yağlı köylü vatandaşlar olmadığı ve artık her birinin en az ortaokul ve lise mezunu oldukları ve yüzlerce TV. kanalını izleyerek oraya geldikleri bilinmelidir.
Müftülüğün gönderdiği hutbeyi okumaktan aciz görevlilerin (az da olsa) dönemi bitmelidir. Dergiden kopardığı sayfaları, hiçbir işleme tabi tutmadan olduğu gibi minbere çıkıp sıradan bir metin gibi cemaatinin gözünün içine baka baka okuyanlara İslam, estetik, saygı ve nezaket adına Diyanet bir şeyler söylemelidir. Son yıllarda yapılmış iyileştirmeler hızlandırılarak yaygınlaştırılmalıdır.
Ve yine Allah rızası adına Kur’an tüccarlığı yapanlara da bir şey söylemelidir.
Türkiye’yi ve dünyayı tanıyan, sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel yönden iyi okuyabilen Arapça ile birlikte en azından bir Batı dilini bilen müftüler ve vaizler görmek istiyoruz.
Bu insanlar bir psikolog kadar insanı tanımalı, bir sosyolog kadar da toplumu çözümleyebilmelidir.
Camilere toplu ibadet görevlerini yerine getirmek için gidenler, dinlerini de öğrenmelidir.
Türkiye,- tabir yerinde ise- henüz merdiven altı din eğitiminden ve öğretiminden kurtulamamıştır.
Bunun nedeni Diyanet mensubu görevlilerin yetersizliği ile güven zafiyetidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı din eğitimi ve öğretimine taraf olmalıdır. Özellikle yıkım ekibinden bazı cami görevlilerinin, müftülerin, vaizlerin ve de bazı öğretim üyelerinin oryantalist çıkışlarına karşı halkımızı korumalıdır. Ancak kuruluş ve görevlerini belirleyen yasa da yeniden ele alınmalı ve düzeltilmelidir.
İlgili yasa İslam dininin bütününü ele almalıdır.
Geçmiş yılların Türkiye’sinde yapılmış bu yanlış ve yozlaştırma hareketi düzeltilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı yeni bir misyon ve vizyonla donanmalıdır.
Selam ve sevgi ile…