Gözlerin rengi, biçimi ne kadar farklı olursa olsun gözyaşlarının rengi aynıdır.
Yeryüzünde ne kadar insan varsa o kadar da parmak izi vardır. Hiçbir insanın parmak izi bir diğerininkine benzemez. Yaradan böyle yaratmış. Bizim bu konuda bir şey söyleme hakkımız yoktur. Bu hayatın güzelliği değil mi zaten? İklimlere göre insanların derisinin rengi farklı farklıdır. Tekdüzelik yaşamın hiçbir alanında mevcut değildir. Tabiatta ne varsa her şey en mükemmel şekilde yaratılmıştır. İnsanoğlu diğer canlılardan aklı sayesinde üstün yaratıldığının bilincindedir.
Bizi birbirimizden farklı kılan zekamız, karakterimiz bir de değişik kültürel ortamlarda yetişiyor olmamızdır. Yoksa hepimiz Allahın yarattığı kuluz. Derimizin renginin beyaz olması ya da siyah olması birbirimize karşı bir üstünlük değildir. Hangi ırktan gelirsek gelelim, inancımız ne olursa olsun her şeyden önce insanız. İnsan olmanın omuzlarımıza yüklediği sorumluluk, sınır tanımıyor. Dünyanın neresinde olursa olsun insanı mutsuz kılan, yaşam alanlarını yok eden ne varsa hepsine karşı ortak tavır belirlemeliyiz.
İnsanı temel almayan bütün anlayışlar yok olmaya mahkumdur. Hukukun üstünlüğüne inanmış toplumlarda bireyin hakkı hep birinci planda tutulmuştur. Gözlerin rengi, biçimi ne kadar farklı olursa olsun gözyaşlarının rengi aynıdır. İnsan duyan, hisseden, vicdan sahibi bir varlıktır. İnsanın yaradılışında var olan bu hasletler eğitimle, bir madenin işlenmesi gibi, geliştirilmeli; iyiden, güzellikten yana bir tavır alması için çaba sarf edilmeli. Bu anlayış her yerde egemen olmalıdır.