Dijital devrim, gerçek yaşamdaki eylem fonksiyonların bazılarının dijital ortama taşınmasıyla başladı. Bugün bu dönüşümün tam tersi de geçerli. Sanal ortamlar fiziksel ortamımıza taşınıyor. Fiziksel ve dijitalin bu yakınsaması ve aradaki çizginin bulanıklaşmasına 'Fijital' deniyor ve giderek daha fazla alana yayılıyor.
Dergilerde akıllı telefonlar aracılığıyla tanık olduğumuzu sanal gerçeklik uygulamaları, üç boyutlu tasarımların yazıcılar aracılığıyla elle tutulabilir hale gelmesi, ulaşımımızı sağlayacak otomobilleri uygulamalar aracılığıyla çağırmak, fiziksel dünyadaki hizmeti aldıktan sonra yine telefonlarımız üzerinden ödemesini gerçekleştirmek sıkça rastladığımız, hatta günlük hayatta deneyimlediğimiz örnekler. Kısacası bundan sonra da fiziksel dünyayla dijital dünyanın arasından sıkça geçiş yapacağız, çoğu durumda da bir araya getireceğiz.
İş modelleri de fijital hale getiriliyor. Bundan birkaç yıl önce Google fiziksel dünyada var olacak deseydik anlaşılması zor olabilirdi. Ortaya çıktığından beri sanal ortamda var olan bir sistemin ne şekilde elle tutulabilir hale geleceğini hayal edemezdik. Ama Google Glass ve otonom araçla fiziksel dünyaya giren ve Londra'da açtığı ilk fiziksel mağazasıyla fijital yaklaşımın şirket stratejisindeki önemini tekrar vurguluyor. Pek çok şirket için de böyle olacak. Fijital dünyaya ayak uyduramayan, kendine yer açamayan şirketler geride kalacak.
Gelecek haftaki yazımda Fijital yarışta öne geçmenin maddelerinden bahsedeceğim.