Bu köşede uzunca bir zamandır otomasyon kaynaklı 'kalıcı teknolojik işsizliği' ve ona çare olarak gündeme getirilen 'evrensel temel gelir' konusunu tartışıyoruz. Fakat önümüzdeki on yılların ekonomik işleyişine dair konuşurken sadece çalışmanın olmadığı ve herkesin belli bir temel gelire sahip olduğu bir dünya tablosu resmedip orada durursak, son derece eksik bir manzara çizmiş oluruz. Resmi tamamlamak için, genel anlamda küresel ekonomik sistemin geçireceği yapısal dönüşümden ve bu dönüşümü sağlayacak olan çok sayıda etmenden de bahsetmemiz gerekiyor.
Nüfusun çoğunluğunun, bugün anladığımız anlamda çalışmıyor olacağı gelecekte, ekonominin her alanda köklü bir dönüşüm geçirmek zorunda kalacağı kesin. Böyle bir gelecekte ne kamu, ne de özel sektör bugün bildiğimiz gibi olacaktır. Şirketler köklü biçimde yapı ve mahiyet değiştirecek; ihtiyaç ve lüks gibi sözcükler farklı anlamlar kazanacak; mülkiyet anlayışı dahil olmak üzere toplumsal hayatın hemen her kavram ve kurumu bu dönüşümden payını alacaktır. İnsanların evrensel temel gelirden ve onun yanında yapacakları ek faaliyetlerden elde edecekleri parayı harcayabilecekleri alanlar da günümüze göre hayli farklılık arz edecektir. Ekonomik fütüristler, bu yeni ekonomiyi betimlemek için genellikle iki kavram üzerinde duruyorlar: 'Freekonomi', yani bedava ekonomisi ve 'entelektüel kapitalizm'.
Birçok ürün ve hizmetin 'neredeyse bedava' sunulabileceği, dolayısıyla günümüzde bahse konu ürün ve hizmetleri satarak para kazanan pek çok şirketin ya yok olacağı ya da dar nişlere çekilmek zorunda kalacağı bir dönem yakın. Bu dönüşümü mümkün kılan çok yönlü gelişmeler mevcut, ama özellikle belli başlı birkaç tanesinin üzerinde durmakta fayda var. Ürün ve hizmetlerin üretimden son tüketiciye ulaştırılmasına kadar uzanan tüm süreçlerinde marjinal maliyetleri dip noktaya kadar indirme potansiyeli taşıyan birinci önemli gelişme, enerji alanında yaşanıyor. Bir kere gerekli alt yapısı kurulduktan sonra, periyodik bakım maliyetleri dışında neredeyse sıfır maliyetle enerji teminini mümkün kılan yenilenebilir enerjiler, yakın gelecekte yaygınlaştıkça ucuzlayacak ve ucuzladıkça yaygınlaşacaklar. Yenilenebilir enerjilerin ürettiği elektrik ile çalışacak sürücüsüz araçlar, lojistik maliyetleri üzerinde aynı etkiyi yapacağa benziyor. Üçüncü ve en büyük maliyet kalemini oluşturan hammadde meselesinde, biraz üç boyutlu baskı, biraz nanoteknoloji ve biraz da maddesizleşme gibi ekonomik trendlerin katkısıyla büyük maliyet düşüşleri bekleniyor. Nihayet, gerek üretim ve gerekse hizmet sektöründe, insandan büyük ölçüde arındırılmak suretiyle tamamen otomatik hale getirilmiş bir ekonomik sistemin herhangi bir 'işçi maliyeti' de olmayacaktır. Tüm bunları önümüzdeki haftalarda açacağım.
Şimdilik sadece bir giriş yapmaya çalıştığım ve önümüzdeki haftalarda detaylandıracağım bir diğer kavram entelektüel kapitalizm. Buna 'yeni kapitalizm', 'tekno-bilimsel kapitalizm' ya da 'uygar kapitalizm' gibi çeşitli adlar da verildiği görülebiliyor. Üretim ve hizmet İşlerinin insan faaliyeti olmaktan büyük ölçüde çıktığı, eskiden insanların yaptığı her şeyi robotların hiç şikayet etmeden ve 24 saat boyunca yapabildiği, bu sayede üretim artarak devam ederken hizmet sektörlerindeki işlerin de aksamadığı, yenilenebilir enerji rejimi ile teknolojik bolluğun hemen her alanda marjinal maliyetleri sıfır düzeyine çekmesi sayesinde mal ve hizmetlerin çoğunun kamu hizmeti olarak bedava sunulabildiği, insanlara temel gelir dağıtıldığı ve insanların da bu parayı zaten bedavaya karşılayabildiği hayati ihtiyaçlarının dışında bir yerlerde kullanabildiği bir yakın gelecekte, bildiğimiz klasik emtia kapitalizmi tarih olacak ya da son derece küçük bir etki alanında yaşamaya devam edebilecektir. Böyle bir dünyada insanlar, robot ve algoritmaların sahip olmadığı bilişsel yaratıcılık, sosyal beceri, estetik algısı veya liderlik vasfı gerektiren politika, bilim, sanat, moda, dijital tasarım, online içerik üretimi, eğlence ve spor gibi alanlara kayacaklar ve bir entelektüel kapitalizm dönemi başlayacaktır. Sadece arzu eden insanların çalıştığı, bir kişinin birden çok kariyere sahip olabildiği ve hatta tembelliğin de bir hak halini aldığı bir düzenin, günümüzün vahşi ve kaba kapitalizminden çok daha uygar bir model sunduğu açıktır. Aslında şimdiden bu dönüşümün net belirtilerini görmek de mümkündür. Mesela dünyanın en büyük ekonomisi konumundaki ABD ekonomisinin imalattan gelen payı onlarca yılda çarpıcı şekilde azalırken, Hollywood filmleri, müzik endüstrisi, video oyunları, telekomünikasyon ve bilişim gibi entelektüel kapitalizm içeren sektörleri hızla yükselmiştir. Emtia kapitalizminden entelektüel kapitalizme doğru olan bu değişim, 1980'lerden itibaren kademeli olarak doğal kaynak fiyatlarını da neredeyse yüzde 60 düzeyinde düşürmüştür. Benzer dönüşümleri Japonya veya Almanya gibi diğer gelişmiş ekonomilerde de şimdiden saptamak mümkündür. Açarak ve detaylandırarak devam edeceğiz...