"Göz bozukluğu gördüklerinizi sınırlar, görüş bozukluğuysa yaptıklarınızı..."
Hiçbir şey tesadüfen meydana gelmez. Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur. Her şey bir plan ve program dahilinde meydana gelir. Toplumda yapılması istenen hedeflere tesadüfen ulaşılmaz. Her şeyin bir bedeli var. Toplumda yetişmiş insan kalitesi çok önemlidir. İnsan kalitesi hem ekonomik hem de kültürel bağlamda yetişmişlik seviyesinin ulaştığı noktada ortaya koyduğu eserlerle, yetiştirdiği fikir adamlarıyla zamana ve çağa damgasını vururken imar sahasında da şehirciliğimiz, insanımızın huzuru ve mutluluğu için ortaya koyduğu planlı yapılarla ve içinde yaşadığı insanlarıyla bir anlam ve bütünlük ifade eder. Şehir maddi görüntüsünün yanında, geçmişiyle tarihin belirli dönemlerinden getirdiği kültürlerin yaşadığımız kente ve insana verdiği ruh derin bir zenginlik yaratır.
Sorunsuz bir insan topluluğu yoktur; olamaz. Yeter ki insan ne istediğini bilsin...Biz kardeşliğin diliyle konuşmalıyız. Bu topraklarda Yunusların dili ve ruhu dolaşmaktadır... Tek başına insanın iyi yetişmiş olması yetmiyor. Bir insanın iyi olması da yetmiyor. İnsanın kendine ve toplumuna katkısı önem arz ediyor çünkü insan kendi bakış açısının zenginliği oranında kalıcı işlere imza atabilir. İster teknolojik isterse de bilimin her türlü imkanlarından yararlanma hususunda toplumları ileri hedeflere taşımak görüş açısıyla ilgilidir. Aynı toplumda ve dünyada yaşadığımıza göre hiç kimse diğerine üstünlük sağlama konusunda ayrıcalıklı olamaz. İnsanı değerli kılan şey yaptıkları ve yapmak istedikleridir.
Dünyada petrolü ve madenleri çok fazla olmasına rağmen başka ülkelerin dümen suyunda yüzen bir sürü ülke var. İnsan kaynakları yeterli değil. Eğitim sistemleri topluma düşünebilen kaliteli insanlar yetiştiremiyor. Başka ülkelerin gönüllü kölesi olmakla gurur duyuyorlar, milli şahsiyetleri gelişmemiş. Allah'a şükürler olsun ki eğitimdeki sorunlarımıza rağmen gençliğimizin milli ruhundan ve geleceğinden en ufak bir şüphem bulunmamaktadır. Geleceğimiz ve dünyada söz sahibi olmamız, milli kişiliği gelişmiş, inançlı bireylerden oluşan bir toplum yaratmaktan geçmektedir.