n
nn İdealist insanlar sayesinde toplumlar ilerler, iyiye, güzele ulaşır. Sırf kendini düşünen bencil bir insanın ne kendisine ne de çevresine faydası olur. Böylelerini bilirim; yalnız kalmaya mahkûmdurlar.
nn Bütün insanlık için çalışan, erdem sahibi insanlar sayesinde ulaştığımız güzelliklerin değerini bilmeliyiz. Bir şeyin değerli olması, toplumların bin yıllar boyu ulaştığı estetik, felsefi düşüncenin çiçek açması; insandan insana bütün topluma yayılmasıyla mümkündür.
nn Hiçbir güzelliğe katkı yapmadan, bir eser bırakmadan, değerlerin oluşmasını nasıl sağlayacağız?
nn Ne iş yaparsak yapalım; bir şeyin en iyisini, en mükemmelini yapmak gibi bir çabamız olmalıdır. Toplumun çürümesine yol açan en büyük hastalık kolaycılıktır. Kolay olan her zaman insanlara çekici gelmiştir. Çünkü hemen ulaşırız; alın terine, göz nuruna ihtiyaç yoktur. Oysa kaliteli eserleri incelediğimizde kendi zamanının değer hükümlerini günümüze kadar getirmişlerdir.
nn Bir şeyin olmasını istiyorsak; koşullarını da yaratmak zorundayız. Hiçbir şey emek sarf etmeden, kendiliğinden olmaz. Önce olmasını istediğimiz şeyin bilgisine ulaşacağız. Bütün topluma bunun altyapısını sunacağız. Sonra da bekleyeceğiz yeteneklerin ortaya çıkmasını. Ekilmeden biçilmez. Önce kültürel ortam hazırlanacak; şartlar oluşacak; sonra da ürünler ortaya bir bir çıkacak. Bu önce kafada olgunlaşacak.
nn “Yağmurlardır zambakları büyüten; gök gürültüleri değil…” belirli şartlar oluşmadan, sadece sözle başarılı olunmuyor.
nn Topluma değer katmak, güzelliklerin oluşmasına katkıda bulunmak en zor olanıdır. Bu mangalda kül bırakmamakla elde edilemiyor.
nn Çok büyük zekâ, kabiliyet ve dehaya bizi ulaştıran sabır gerekiyor. İşte zor olan bu… Kolaycılığın sığ sularında yüzmek bizi yorar, tüketir.
nn
n