n
n n
n n TBMM Kurtuluş Savaşı gibi önemli bir savaşı kazanmış kutsal bir meclistir. Milletin temsilcileri yani seçilmiş milletvekilleri bu kutsal çatı altında ettikleri milletvekili yeminine bağlı kalarak görev yaparlar. Eğer yemin çizgisi aşılmışsa ya da aşılıyorsa, o milletvekilinin o çatı altında bulunmasının anlamsızlığı ortaya çıkar. İşte bu durum sorgulanması gereken ve hiç hoş olmayan bir durumdur...
n n Ne yazık ki zaman zaman milletçe tanık olduğumuz bir durum, bazı milletvekillerinin çizgi dışı duruşları hepimizi rahatsız etmekte ve endişelendirmektedir. Bir milletvekili ben milletvekiliyim, benim dokunulmazlığım var, istediğimi söylerim, istediğim yasadışı safta dururum, direnişini gösterme hakkı yoktur. Buna rağmen bazı milletvekillerinin bu sınırları bilinçli zorladığını görüyoruz. İşte o milletvekillerinden birisi de BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt tur. Bir milletvekili PKK lı bir terörist için düzenlenen anma toplantısına katılıp, oradan da gaza gelip tehditler yağdırıyorsa; bu son derece ciddi bir durumdur. Çünkü hiçbir milletvekili içtiği yemine aykırı davranmamalıdır. Eğer milletvekili çizgiyi aşıyorsa ki aşmış görünüyor, bu son derece tehlikeli bir gelişmedir... Ortada ne yemin kalmış, ne de başka bir şey ... BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt sözleriyle uyarmıyor çok net bir şekilde tehdit ediyor. Benim bu açıklamalardan anladığım budur.Üstelik Başbakan ı adeta tehdit ediyor.Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ı tehdit ediyor!. Milletvekilinin bu tehdit sözleri gerçekten çok ağır ve tehlikeli.. Bakın o milletvekili ne demiş? Söylediği sözler ortada kamuoyunun önünde... Acaba o milletvekili bu sözleri gerçekten söyledi mi demek biraz abesle iştigaldir. İşte o ağır sözler:
n n Ey Erdoğan, 28 yıldır Kürdistan dağlarında süren bu savaş, eğer aklını başına almazsan Kürdistan sokaklarına, Türkiye nin metropollerine taşınmak üzeredir. Bunu bir tek tanımı vardır bu bir iç savaştır. Türkiye de bir iç savaşın ayak sesleri bu coğrafyadan duyulmaya başlandı.
n n Eğer bu güne kadar Türkiye de bir iç savaş olmamışsa bilinmelidir ki; Kürt siyasetinin sağduyulu yaklaşımındandır. Ama Kürtlerin sabır taşı çatladı. Bıçak kemiğe dayandı. Bu süreçten sonra Kürtlerin direnmekten başka yapabileceği hiçbir şey yok. Böyle devam ederse açık ve net söylüyorum bir iç savaş durumunda Türkiye deki ordu ikiye bölünecektir. Evet , o milletvekili kamuoyunun gözü önünde gayet rahat bir şekilde bu çok sert tehdit sözlerini Başbakan a söyleyebiliyor. Acaba o milletvekili bu sözleriyle şimdi ne yapmaya çalışıyor. Başbakan a terör yandaşlarının bulunduğu bir ortamdan bu şekilde seslenmek kabul edilebilir bir davranış değildir. Bu sözlerle adeta tehdit edilen, gözdağı vermeye çalışılan sadece Başbakan değil büyük bir millettir. Doğrusu ben o milletvekilinin sözlerini maksadını aşan sözler olarak görüyorum. BDP li Hakkari Milletvekili Adil Kurt kimin sabır taşının çatladığını iyice düşünmelidir. Hem bu ülkenin vergileriyle elit bir yaşam sürecek ,en iyi devlet olanaklarını kullanacaksın sonra da başka bir ülkenin milletvekili gibi konuşacaksın, buna kimse razı gelmez. Hiçbir milletvekili dokunulmazlığı da bu durumu korumamalıdır. Bir milletvekili ülkesinin başbakanına bu şekilde sesleniyor ise onun dokunulmazlığı gündeme getirilmelidir.
n n Ulusal Kurtuluş Savaşı nı yönetmiş bir mecliste milletvekili kimliği ile bulunan ama dışarıda terör yandaşları ile hareket eden bazı milletvekillerinin bulunması her gün şehit verdiğimiz bir ortamda üzüntümüzü artırmaktadır. Çünkü o milletvekilleri gerçekten içtiği yemine sadık olsalardı, terör örgütü ağzı ile Başbakan a seslenmezdi. Sizce BDP Hakkari Milletvekili yukarıdaki o sözleri ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ı tehdit etmiyor mu?
n