n

n
n Sevgili Adem Alan soruyor bu soruyu köşesinde. Adem Alan bir siyasetçi, yerel yönetici. AK Parti’nin İlkadım ve Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi. Yerel yönetimleri ve elbet bu arada il özel idarelerini de iyi bilir. Zaten soru da bilmemesinden değil iyi bilmesinden kaynaklanıyor. Anlayana “sivrisinek saz” misali, Özel İdare, çiftlik mi diye sorarken aslında çiftlik olmadığını ve çiftlik gibi yönetilemeyeceğini/yönetilmemesi gerektiğini vurguluyor.
n
n
n
n Bir süreden beri Samsun İl Özel İdaresi kaynaklarının bazı basın kuruluşlarına ya da kendisini basın mensubu diye sunan başka iş güç sahiplerine adeta peşkeş çekildiği yolunda iddialar var. Konuyla ilgili belgeler yayınlanıyor; eğer doğrularsa rakamlar tam bir har vurup harman savurmayı ortaya koyuyor. Söylentiler belgelerden de vahim. Söylentiler, “bu kadar dar bir alanda bu kadar büyük bir savurganlık söz konusuysa bütçenin ana faslında kim bilir hangi savurganlık yaşanmıştır” noktasında düğümleniyor. Kimsenin görmezden, duymazdan ve bilmezden gelmesi mümkün değil.
n
n
n
n Konu gündeme geldiğinden beri bazılarınca ısrarla ana ekseninden saptırılmak isteniyor. Bu konu siyaset konusu değildir, en azından benim için değildir. Siyaset üstü kalmayı başarmış ve basit çıkar ilişkilerine bulaşmamış basın mensupları ve siyasetçiler için de olmamalıdır. Hatta bu konu benim için bir arsızlık, uğursuzluk, uğruluk işi de değildir. Bu konu kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığı konusudur.
n
n
n
n Kamu kaynaklarının har vurulup harman savrulması için illa arsızlığa, uğursuzluğa, haraca, rüşvete ve irtikaba gerek yoktur. Önceliklerin tayinindeki yanlışlık, amaca hizmet etmeyen harcamalar ve fayda/maliyet analizi katılımcı demokraside ve şeffaf yönetimde herkes tarafından sorgulanmaya açıktır ve sorgulanmalıdır. Bu en temel demokratik hak ve en temel vatandaşlık görevidir.
n
n
n
n Bu tartışma ve araştırmadan falan siyasetçi karlı çıkacak falan siyasetçi zarar görecekmiş! Bana ne, bize ne! O bizim işimiz değil. Bizim işimiz gerçeklerin gün yüzüne çıkması, çıkarılması. Eğer ortaya çıkan rakamlarda birisini üzecek bir durum varsa o onların kendi tercihlerinin sonucudur. Bunun sonucuna katlanmak onların, siyaseten değerlendirmek partilerinin ve seçmenlerin, hukuken değerlendirmek ise yargının işidir.
n
n
n
n Bu olay artık ne görmezden, bilmezden gelinerek ne de başka yönlere çekilerek kapatılabilir. Yapılacak tek şey yaraya neşteri vurmak, bünyeyi rahatlatmak, varsa iltihabı akıtmak ve yarayı sarmaktır. Aslında en doğru iş markacıların, fuarcıların, projecilerin ortaya çıkıp temsil ve ar-ge ödeneklerinden baştan bugüne neler aldıklarını kendilerinin açıklaması ve kendi yaptıkları işleri yiğitçe yine kendilerinin savunmasıdır.
n
n
n
n Doğru iş yapan insanlar için çok zor olmasa gerek.
n