Yıl 1914, Samsun Büyükşehir Belediyesi muktediri, Kurupelitten kuş cennetine ''sahile yolu yapacağım'' der. Hatta seçim söylemlerinde ( 1914 ) bu sahil yolu Bafra'ya kadar Kuş Cennetinden geçirilerek uzatılacak şeklinde yerel basında yer alır.
Çevre mevzuatını çok iyi bilen uzmanlar olarak şaşkınlık içinde kalırız. Ben önce seçim zamanı boş sözüdür diye düşünmüştüm.
Ne ise Kızılırmak Deltası Sulak Alanlarında, Ramsar alanında böyle bir icraat yapılamaz, yapılmayacak sözü ile sakinleşiriz.
Peki, şimdi bakalım beş yılda neler oldu. Kim kaybetti kim kazandı.
1-Delta sulak alanında ve kuş cenneti alanında yani Ramsar sahasında Bafra'ya sahilden giden yol yapılmadı. Ama içerde ki doğal toprak yol, asfalt ve beton kaplanarak, tüm ilgisiz insanlar reklam panoları ve bunun gibi tanıtım araçları ile doğal alana davet edilerek, saha festival alanına çevrildi. Hızlı ve yoğun taşıt trafiği ( yazın ) olumsuz etkileri görülünce önce '' yılanları ezmeyin, balık tutmayın, piknik yapmak yasaktır, hız yapmayın '' vbb rica minnet levhaları dikildi.
Sonuç olarak doğa ile iskanı mümkün olan yerleri yaşam alanı seçen, ziraat balıkçılık , hayvancılık yapak geçinen yerel halk dahil olmak üzere tüm canlılar kaybetti.
Delta ile ilgili çok daha kapsamlı yazılarım olacağından şimdilik bu kadarı ile yetiniyorum.
2-Şimdi gelelim Kurupelit marinadan itibaren başlayan ve Ballıca deresinde sonlanan sahil yolu projesine ( 2014 yılı vaad projesi ) . Öncelikle Kıyı kanunu ve ilgili mevzuatlar, ayrıca hiçbir yasal hüküm olmasa bile sadece kıyıların doğal yapısını bozucu nitelikte ki bu tür müdahalelerin uygun olmadığı hususu ilgili makamlara bildirildi.
Kıyılara paralel gelişen sahil şeritlerinde halkın yaya olarak denizle buluşması sağlanır. Kumun üzerinde yapılacak taşıt yollarında motorlu araçların bulunması can emniyeti bakımından ciddi sonuçlar verir. İlaveten görüntü ve gürültü kirliliği rahatsız edici mahsurlar yaratır. Yasa koyucu bu kısımlarda her türlü fiili fiziki engellerin oluşmaması için hükümler ortaya koymuştur.
Kıyı bölgelerinde, kıyı dolgu alanlarında halka açık düzenlemenin nasıl yapılacağı ilgili mevzuatlarda çok açık ifade ile belirtilmiştir. Belediye idareleri ve planlama bürokrasisi ile hukuk danışmanlıkları bu hususları elbette çok iyi bilirler.
Peki, bilinmesine rağmen neden sürekli bu tür hatalar yapılır. Tahlil ederek vatandaşı aydınlatmak basının görevidir. İnsanımız okursa ve bu seçim dönemlerinde sorgularsa ilerde kentimiz ve cebimiz zarar görmez.
Samsun Büyükşehir Belediyesinin sahillerimizde düzenleme yapması alkışlanacak projelerdir. Sadece temel yasaklar vardır. Motorlu taşıt araçları için TAŞIT YOLU YAPAMAZSIN.
Belediyelerde başkanlar tek dereceli sistemle doğrudan seçildikleri için olacak ki ve genel karakterinde '' ben yaparım böbürlenme duygusu ağır basarsa'' icraatları bazen yanlış yöne kayabilir. Elbette bir başkanın özgüveni çok yüksek olmalıdır. Kararlı ve tutarlı tavrının olması iyi icraat için şarttır. Bütün bu farklı ve üstün özellikler bulunması yanında tevazu göstergesi maksimum olmalıdır. İkincisi '' akıl akıldan üstündür '' sözünün gereği olarak istişare etmesini ve farklı görüşleri dinlemesine razı olmalıdır.
Şimdi somut konumuza gelelim. Ben bizzat zamanında genel sekreter rahmetli Kenan Şara'ya giderek '' Gelin böyle yapmayalım, Maliye ve Bayındırlık Bakanlığnın ilgili yönergesi gereğince kıyı bölgesinde Batı Samsun Sahil Rekreasyon Düzenleme Projesi yapalım . Böylece hiçbir yasal mahsur oluşmaz .Ayrıca halkın daha fazla memnun olacağı uygulama ortaya çıkar ''
Önerim ve yol gösterici tavrım ret edildi.'' Bu yolda tur otobüsleri ve araçlar yol alarak turizme katkı sağlayacağız'' denildi.
Neticede 20 metre genişliğinde taşıt yolu imar planı değişikliği yaparak uygulamaya geçtiler. Tanıtım levhalarını da '' Kuş Cenneti Sahil Yolu '' yazdılar. Yani olacak iş değildi. Sahilde bu tür yol yapılması yasal olarak mümkün değildi. Dedim ya, muktedir yönetimlerin büyüklük kompleksi ile ben yaparım mesajı verilmesi önemliydi.
Bu defa konu Mimarlar Odası tarafından idari yargıya taşındı. Önerilen ve yapımına başlanılan sahil yolunun sahil taşıt yolu olmadığı savunuldu. Bu durumu belgelemek için daha önce inşaat mahalline dikilmiş olan tanıtın panolarında ki sahil yolu belirtmesi üzerine sahil ''yaya yolu'' yazıldı.
Halbuki ki Samsun'da ben dahil imar mevzuatını çok iyi bilen Mimarlar Odasının sürekli çalışan Çevre Komisyonu bulunmaktadırlar. Komisyon üyeleri tecrübeleri bakımından ilimizin bilgi kaynağıdır. Bütün itiraz ve gerçekçi bilgilere rağmen Samsun 2. İdare Mahkemesi bu sahil yoluna uygundur kararını verdi.( Samsun 2.İdare Mahkemesi, 11.11.2015 tarih E:2014/1117 K:2015/1709 sayılı kararı ).
Bu karara karşı davacılar olan Mimarlar Odası Samsun Şubesi ile Çevre Mühendisleri Odası Samsun Şubesi tarafından Danıştay nezdinde itiraz edildi.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi ( Gürcan Çalışkan ) : '' Dava konusu imar planı değişikliklikleri yaya yolu planlamasına ilişkin ise de , anılan yolun en kesitinin 20 metre genişliğinde belirlenmesi , sahil şeridi boyunca kesintisiz oluşu , ortasında yeşil refüje ve bazı kırımlarda kaldırımlara yer verilmesi , fiilen beton satıh kaplaması yapılması dikkate alındığında yaya yolu standartlarının oldukça üstünde olduğu ve bu haliyle taşıt yolu olarak kabulunun gerektiği açık olup , mevzuat hükümleri uyarınca şeridinin birinci bölümünde yeni taşıt yolları açılmamaktadır…''
Danıştay tetkik hakiminin gördüğü durumu ben Embiya Sancak olarak ayrıca belediye görevlisi dostlarıma açıklamıştım.'' Hata yapıyorsunuz. Yazık olacak yaptığınız harcamalara'' ricalar etmiş olmama rağmen maalesef bazılarından '' Biz seçim kazanmışız. Yaparız '' cevabı ile de karşılaştım. Tabii şaka gibi bir üslupla söylediler. Çünkü bilinmez belki ben de seçmendim.
Bir de şöyle bir anlayış vardı. '' Ne karıştırıyorsunuz, bırakın da hızlı hızlı kimseye sormadan, takılmadan yapıp geçelim ''
Danıştay 6. Dairesi bu konuda uzun ve çok fazla doyurucu, yol gösterici bozma kararı verdi.
Yani Samsun 2. İdare Mahkemesinin Sahil Yolu uygundur kararı bozulmuştu. Tabi sorun yargıya taşındığında her kararın bir de tekrar düzeltme itirazı safhası oluyor. Belediye gene ısrarlarda bu defa karar düzeltme talep etti.
Çok ama çok gereksiz zaman kaybı. Sadece doğru yolu dinleyecek. Çok mu zor yol gösterene uzmanlarına kulak vermek, görüş almak. Belediye bir şeyler yapmaya kalkıştı. Bir başladı bir bıraktı. En kötüsü de sahilde doğal olarak taşıtların gidebileceği yol izi yoktu. Şimdi ise var. Kışın kanunlardan kaçanlar kullanır.. Yazın hız ise fiyaka peşinde olanlar plaja gelen halkı rahatsız ederek maharetlerini ( !! ) sergilerler.
Üç yaz büyük problem devam eder. Herhalde ölümlü bir kaza olmadı. İnşallah olmaz. Ama şayet olursa bu mahkeme kararları dahil olmak üzere vatandaşların yazdığı dilekçeler herhalde savcı ve yargıçların dikkatini çekecektir.
İnşallah akıl ve tevazu hakim olur da azıcık olan paramızı israf etmeden, hiçbir zaman böbürlenme bilmeden yönetecek sayın muktedir kişileri yüce Tanrım bizlere nasip eyler.