18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi, her yıl 18 Mart günü tüm Türkiye’de kutlanan sadece milli bir gün değil, aynı zamanda şehitlerimize ve yakınlarına ahde vefanın yüksek perdeden seslendirildiği bir gündür .Bu kapsamda bir şehit yakını olarak bir kez daha evli şehitlerin anne ve babalarının bir türlü duyulmayan, duyulsa da  çözüm noktasında sessiz kalınan bazı haklarının iyileştirilmemesinin bir haksızlık olduğunu ifade etmekten bir şehit yakını olarak büyük bir üzüntü duymaktayım.

         İnsan yaşamı sonsuz değil. Evladını vatana şehit vermiş bir annenin adeta yaşayan bir ölüye döndüğünü şehit annesi olan annem Bedriye Hamlı’ dan yakinen biliyorum. Şehit annelerinin şehit acısı ile yaşadığı o büyük travmanın basit bir travma olmadığını görmezden gelemeyiz. Eğer şehit anneleri arasında şehidin medeni durumuna göre kutuplaşma yaratan bazı uygulamalar bir ayrımcılık olarak şehit annelerinin önüne bırakılıyorsa, bu gerçekten çok büyük bir yanlıştır. Evli şehitlerin annesine babasına sizin şehidiniz evli ,o nedenle size bazı hakları vermiyoruz manası taşıyan uygulamalar devlet eliyle hala devam ettiriliyorsa bu durumu hangi vicdan kabul eder? Elbette bu durumu devlet vicdanı da kabul etmez. Böylesine acı bir tablo şehit annelerinin önünde çözüm beklerken devletin evli şehidin anne ve babasına sizin ÖTV’siz araç alma hakkınız yok bunu artık kabullenin manasına gelen uygulamalarını sürdürmesi anlaşılabilir bir durum değildir. Şehit anneleri babaları bize emanet derken ,şehidin bekarsa bize emanetsin diyor olamaz. Öyle ise yıllardır  evli şehidin anne babası, bekar şehidin anne babası gibi bir uygulama ayrımcılık değil midir? Ahde vefa şehit anneleri ve babaları arasında ayrımsız uygulamalarla şehit annelerinin  ve babalarının hayatlarına bazı haklar noktasında dokunmak değil midir? Evli şehitlerin anne ve babaları  bazı haklar konusunda hala neden eşitlenmiyor? Bizim devletimiz gerçekten büyük bir devlet. Bu gerçeği hepimiz zaman zaman büyük bir gururla tekrarlıyoruz. Ama nedense defalarca seslendirildiği halde birileri harekete geçip şehit anne babalarını eşit haklar seviyesine ulaştırmak için bir adım dahi atmıyor. Bu hikaye uzadıkça uzuyor…Hikaye uzadıkça canda sıkıyor ,üzüntüde yaratıyor. Bu arada bir çok haktan yoksun ve ihtiyaçlı olarak ömrünü şehit acısı ile tamamlayıp giden şehit annelerine ve  babalarına üzülerek tanık olmaya bir şehit yakını olarak devam ediyorum. Bu haksızlık bu ayrımcılık ahde vefada eksiklik değilse nasıl açıklanabilir ,bir şehit yakını olarak ben dahi bunu bilmiyorum. Ama çok net bildiğim bir şey varsa 88 yaşına gelmiş 32 yıllık bir şehit annesi olan annem Bedriye Hamlı’nın şu sitemi çok manidar değil mi? Şehit annesi annem diyor ki; “Ne acıdır ki biz hala şehit annesi kabul edilemedik ki, şehidimizin  medeni durumuna göre değerlendiriliyoruz. Kimse bizim de şehit annesi olduğumuzu unutmasın. Ayrımcılık niye? Bende bir şehit annesiyim.” Haksız mı?

        Bende bir şehit yakını olarak annemin sitemine ekleme yapmak istiyorum. Şehit anneleri onlara destek olacak sosyal haklar konusunda bu   kadar çok  incitilmemeli. Bir hatırlatmada benden ,ekonomik şartların ağırlaştığı günümüzde evli şehitlerin anne babalarına verilen şehit aylıklarını rakam olarak açıklamak istemiyorum. Ama o rakamın açlık sınırının altında kalmadığını artık kim söyleyebilir? Bu eşitsizliği bir şehit yakını olarak ifade ederken yerin dibine giriyorum. Şehitlerin yakınları devlete emanettir diyenler en adil şekilde gereken yasal düzenlemeleri yaparak, yıllardır bazı sosyal haklar konusunda mağdur edilen ,kıyıda köşede bırakılan ,evli şehitlerin anne ve babaları artık devlet tarafından ayrımsız kucaklanmalıdır. Bu yapılmıyorsa ya da yapılamıyorsa engel kim? 

                           AYHAN HAMLI SAMSUN