Hiç şüphesiz şehitlerimiz ve gazilerimiz ,siyaset üstü sahip çıkılması gereken en önemli değerlerimizdir. Siyaset meydanında şehitlerimiz ve gazilerimiz kimsenin arka bahçesi değildir öylede görülemez. Bunları bir şehit yakını olarak ifade ediyorum. Her seçim öncesi olduğu gibi bu seçim öncesi de şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin görmezden gelinen ya da ötelenen taleplerinin gündeme getirilmesini kim nasıl değerlendirir bilmiyorum. Keşke insanlar ,siyasetçiler gerçekten siyaset üstü ve samimi davranıp seçime günler kala değil de seçimi kazanır kazanmaz muhalefetle birlikte (terör örgütünü destekleyenler hariç) hareket edip şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin taleplerine çözüm üreten düzenlemeler yapsalar bu işi bir daha ki seçimlere uzatmadan yapsalar bu samimiyet olmaz mı ?Bal gibide bu samimiyet olur ,bal gibide bu siyaset üstü doğru bir çalışma olur. Maalesef bu konularda bile samimiyet gösterilmediğine, siyaset mühendisliği yapıldığına tanık olmaya devam ediyoruz. Bunlar doğru şeyler değil, iktidarda kalmak ya da iktidar olmak için kimse şehitlerimiz ve gazilerimiz üzerinden siyaset yapmasın. Herkes siyaset üstü ve samimi olsun. Bir şehit yakını olarak böyle çirkin bir görüntünün şehitlerimizin kemiklerini sızlatabileceğini biliyorum. Kimsenin buna hakkı olmadığını da şehit yakını kimliğimle hatırlatmak isterim.
Türkiye siyasetinin iktidarı ve muhalefeti ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi hareketlenmeye başladığı şu günlerde şehit yakını kimliğimle yıllardır seslendirdiğim ve yetkililere bütün samimiyetimle ulaştırmaya çalıştığım yakından bildiğim ve şehit annesi annemin de evli bir şehidimizin annesi olması nedeniyle özellikle takip ettiğim şehit yakınlarımızın ,gazilerimizin haklı talepleri konusunda yeni düzenlemelerin gündemde , Meclis komisyonunda olması elbette sevindirici ve çok olumlu bir gelişmedir. Burada bu büyük fotoğrafta bizim anlayamadığımız hoş olmayan bir görüntü var ,niye bu işler tamda seçim arifesinde karşılık buluyor? Bunun açıklamasını herhalde en doğru şekliyle sadece siyaset mühendisleri ve siyasi yalakalar değil ,herkes kendi aklıyla da yapabilir. Hiç kimse şehit yakınlarını bir şeyden anlamaz zannetmesin .Hiç kimse aklını yitirmedi. Şunu biliyoruz ve sormaya devam ediyoruz. Neden evli şehitlerin anne ve babaları ile bekar şehitlerin anne ve babalarına tanınan bazı haklar arasında ayrımcılık devam ettiriliyor?İç savaş ortamında Suriye'de Suriyeli ye bile konut yapmakla övünen ülkemizin yetkilileri neden evli şehitlerin anne veya babasına TOKİ'den öncelikli faizsiz konut alma hakkı tanımıyor? Bir defaya mahsus olsa da evli şehitlerin anne veya babasına bir defaya mahsus ÖTV olmadan araç alma hakkı neden tanımıyor? Oysa ki bekar şehitlerin anne veya babasına ÖTV ödemeden bir defaya mahsus araç alma hakkı tanınıyor? Bu ayrımcılık değilse nedir? Evli şehitlerin anne veya babalarına tanınacak yeni hakların ekonomik anlamda ülkeyi batırabileceği mi düşünülüyor? Şehit anne veya babasını şehidin medeni durumuna göre yok saymak ayrımcılığın ta kendisidir. Biz şehit yakınları bu durumu böyle değerlendiriyoruz. Bir şehit annesinin ülkesi için ödediği bedelin ne oluğunu kimse neden empati yaparak düşünmüyor? Aslında acil çözüm üretilmesi gereken çok şey var ama en basitlerini bile görmezden gelenler olduğu için sadece bunları hatırlatıyorum. Bir de şehit yakını kimliğimle bir ayrımcılık olarak gördüğüm Muharip Gazilerimizin şeref aylıkları konusu var ki bu durum da ister istemez acil çözülmesi gereken bir konudur. Sosyal güvencesi olanla sosyal güvencesi olmayan muharip gazilerimize ödenen şeref aylıkları arasındaki farklılık son derece rahatsızlık yaratan bir ayrımcılıktır. Hiç kimse cepheye gönderilirken sosyal güvencesi var mı yok mu zengin mi fakir mi ayrımına tabii tutulmaz iken," Gazim başımızın gözümüzün tacısınız şöyle kahramansınız böyle kahramansınız sizlere minnettarız" demek kolay da nedense şeref aylıkları ödenirken sosyal güvencesi olan muharip gazilerimize cüzzi bir rakam öderken ,sosyal güvencesi olmayan benzer gazimize şeref aylığını asgari ücret seviyesinde ödemek hangi adalet ve eşitlik anlayışı ile açıklanabilir. Şeref aylığı ödemesi nasıl yapılıyor :" Şeref Aylığı: (1) Sosyal Güvencesi Olanlara: 5750 gösterge rakamının her yıl Bütçe Kanunu ile tespit edilen memur maaş katsayısı ile çarpılmasından bulunacak miktarda aylık bağlanır. (2) Sosyal Güvencesi Olmayanlara: 30 günlük net asgari ücret tutarı ödenir." Bu bir haksızlık bu bir ayrımcılık değil mi? Burada devletin eşit davranması sayıları her gün azalan Kıbrıs ve Kore gazisi büyüklerimizi sevindirmeyecek ama eşitliği sağlamış olacaktır. Aslında bu konu defalarca Devletin başına kadar yani Cumhurbaşkanımıza kadar götürülmüş bir konu olarak biliniyor. Ama iki satırlık bir kanuni düzenleye kim karşı çıkıyor da bu düzenleme hayata geçirilemiyor bunu anlayabilmiş değiliz. Yine gazilerimizin ÖTV'siz araç alma taleplerinin de bir türlü çözülmemiş ve öteleniyor olmasından duyulan rahatsızlığı unutmuş değiliz.
Bir çok evli şehidimizin anne ve babası talep edip beklenti içine girdikleri bazı sosyal haklarına kavuşamadan vefat etti , yaşı ve hastalığı ilerleyenler de vefat etmeye devam ediyor. Aynı şekilde Kore ve Kıbrıs gazilerimizde aynı şekilde bu ölümler nedeniyle sürekli azalıyorlar. Birileri bu işleri artık siyaset üstü gündeme getirip çözüm üretsin ki, onlara verilen sözler tutulmuş , ayrımcılık bitmiş olsun. Evli şehitlerimizin anne ve babaları Kore ve Kıbrıs gazilerimiz daha ne kadar bekletilecek? Vefada gecikmeyelim! Kaybettiklerimizi hiçbir kanuni düzenleme geri getiremez. Şehitlerimize ve gazilerimize Türk Milleti Şükran ve minnet duymaktadır.