Samsun’daki Suriyeli ,Iraklı sığınmacı ve mülteci sayısı hakkında kesin bir bilgiye sahip değilim.Şüphesiz bu sayı devletin kayıtlarında mevcuttur. Samsun’da yaşayan herkes gibi ben de bu sayının az olmadığını sürekli artan bir sayı olduğunu düşünüyorum. En basit bir ifade ile İlkadım İlçesi ndeki İstiklal (Çiftlik ) Caddesi nde trafiğe kapalı alanda gezenlerin çoğunluğunun Suriyeli ve Iraklı olduğunu gözlemlemek mümkün.Hatta ara sokaklardaki mahallelere girdiğinizde, işyerlerinin birçoğunda Suriyeli ve Iraklı misafirlerimize hitap eden Arapça yazılar mevcut.Bu işyerlerinin bazılarının çalışanının da Suriyeli ya da Iraklı olduğunu çağrıştıran özel emareler var.

Kısacası Suriyeli ve Iraklı yeni komşularımız bölgelerinde ve ülkelerinde yaşanan iç savaşlarla birlikte ülkemize ve şehrimize akın etmeye başladı. Bu göç dalgası henüz durmuş değil.Suriyeli ve Iraklı komşularımızın şehrimizde geçici olduğu söylense de yerleşik bir yaşama doğru kaydıklarını gözlemlememek ve düşünmemek elde değil.Umuyoruz ki, ülkelerine en kısa zamanda barış ve huzur gelir, kendi ülkelerinde insanca yaşarlar.Ancak şunu da açık ve net bir şekilde gözlemliyoruz ki,Samsun’un en işlek yerlerindeki dilenciler bile maalesef Suriyeli çocuklar ve kadınlar.Buna elbette üzülüyoruz.Devletin bu durumu görmezden gelmesini ise hiç anlamıyoruz. Çocuklarımızın devlet okullarındaki sınıf arkadaşları ya da okul arkadaşları ya Iraklı ya da Suriyeli çocuklar.Bu çocukların çoğu Türkçeyi bilmiyor! Suriyeli ve Iraklı çocuklar,yeterince Türkçeyi bilmedikleri gibi okullarımızda Türkçe olarak anlatılan dersleri alıyorlar.Bu durumda o çocuklara kaliteli bir eğitim vermek mümkün olmuyor.Halbuki onlar için başka alternatifler üretilebilir.Bu şekildeki bir eğitim, o çocukların geleceğini ne kadar aydınlatacak bunu bilmiyoruz. Ama şu bir gerçek ki, eğitim ve öğretim Suriyeli ve Iraklı komşularımız için de haktır , gereklidir.Madem ki sığınmacı ve mülteci dalgasına kapımızı açtık o çocukların ilerleyen yıllarda aramızda dolaşan birer suç makinesine dönüşmemesini istiyorsak onların da elinden tutmak zorundayız.Eğer bu hemen yapılmazsa ne olur ? Bu yüzden yaşadığımız ülkede ve şehirlerde her yönüyle kaliteli bir yaşama hasret kalabiliriz.Bu durum hiçbirimiz için hoş olmaz.

Iraklı ya da Suriyeli misafirlerimizin ülkemizdeki ve şehrimizdeki komşulukları geçici mi kalıcı mı bunu henüz kestiremiyoruz.Ama şu bir gerçek ki, hemen gidici değiller. Çünkü Suriye ve Irak taki yangın için için devam ediyor.Misafirlikleri geçici de olsa sığınmacı ve mülteci çocukları kaliteli eğitimle tanıştırılmalıdır. Türkçe bilmeyen Iraklı ve Suriyeli çocukları, çocuklarımızla aynı sınıfta derse almak kaynaşma açısından önemli olabilir ama bu eğitim acısından yanlış bir yol izlemektir.Suriyeli ve Iraklı çocuklara özel eğitim verilmelidir. Bunun için de Suriyeli ve Iraklı öğretmenler görevlendirilmelidir.Suriyeli ve Iraklı çocukların eğitimini ihmal etmek, o çocuklarla birlikte Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atmaktır.Bu işin şakası yok!