n

n
n Yapma be Hocam, etme be Hocam, tarih ciddi iştir be Hocam. Tarih yazıcılığı da öyle; baştan savmaya, desteksiz atmaya gelmez. Hele de bir kavramı incelemek ve eleştirmek adı altında bir camiayı karalamaya hiç gelmez.
n
n
n
n Belli Türkçülükle sorunun var be Hocam, olmasa iyi ama olabilir, tercih meselesidir, kimseye karışmak düşmez. Ama iş Türkçülüğü ve onunla birlikte Türklüğü -eleştiri boyutlarının ötesinde- hırpalamaya gelince; işin rengi değişir. Sizin söz söyleme özgürlüğünüz, bizim kendi milliyetimizi savunma zorunluluğunu da beraberinde getirir.
n
n
n
n “Türkçülük, ağırlıklı olarak Tanzimat’tan sonra ortaya çıkarılmış kurtarıcı yabancı-gayri milli ideolojilerden birisidir. Çünkü Türkçülük akımı, Osmanlı’nın sınırları dışında yabancılar tarafından ortaya atılmıştır. Amacı ise Osmanlı’nın sınırları içinde bulunan Türk olmayan unsurları ayaklandırmak ve ayırmaktı” demişsin.
n
n
n
n Yapma be Hocam, etme be Hocam, tarih bu kadar mı çarpıtılır, kronolojinin ırzına bu kadar mı pervasızca geçilir? Osmanlı’daki ilk ayrılık hareketlerinin kimler tarafından nasıl tahrik ve teşvik edildiğini, nasıl desteklendiğini ve ne zaman başladığını bilirsin be Hocam, sen tarihçisin. 1768-74 Osmanlı-Rus harplerini ve 1770’de Mora’da ilki ve 1821’de ikincisi patlak veren Yunan isyanını da bilirsin. Ve Yunanistan’ın bağımsızlığını nasıl kazandığını ve daha 1830 da Osmanlı’dan ayrıldığını da bilirsin. Sırp isyanının kaç yılında patladığını yazmama gerek yok, onu da bilirsin Hocam. Bilirsin ama o tarihlerde kimsenin bilmediği Türkçülüğü “bu Türk unsurları Osmanlı’dan ayırmak için yabancıların bulduğu gayrı milli bir ideoloji” diye yaftalamaktan çekinmezsin. El insaf be Hocam!
n
n
n
n Hocam, akla ziyan bu tezini desteklemek için Costantin Borgenski(Mustafa Celaleddin Paşa), Arminuıs Vambery (Sahte Derviş Reşit Efendi) gibi birtakım isimler sayıyorsun. Belli Türkoloji/Türkiyat ile Türkçülüğü, Türkolog ve Şarkiyatçı(Müsteşrik) ile Türkçüyü karıştırıyorsun. Bu sonradan Müslüman olarak Mustafa Celaleddin adını alacak ve Osmanlı ordusunda önemli hizmetlerde bulunacak olan Borgenski Türkçü falan değildir, hatta tarihçi bile değildir, sadece Türklerin tarihini anlatan bir kitap yazdı diye onu Türkçülüğün önderi diye takdim etmek; sizsin kıratınıza yakışmamış be Hocam. Üstelik de adamcağız Müslüman olduktan ve Osmanlı’nın hizmetine girip paşalığa kadar yükseldikten sonra yazmış bu kitabı. Yani şimdi koca Osmanlı, kendisini parçalamak isteyen bir haini bağrına basıp paşalığa yükseltiyor; bu kadar saf, dünyadan bu kadar uzak öyle mi be Hocam? Pes doğrusu!
n
n
n
n Şu sonrada Reşit Efendi adını alacak olan Vembery de ilginç biri; Şarkiyatçı ama Türkçü filan değil. Bir Macar Yahudisi ama sormak lazım Derviş Efendi adını nerede ve ne zaman almış. Sormak lazım Ortaasya’ya gidebilmesi için gerekli Osmanlı pasaportunu ona kim vermiş? Ve dönüşünde hangi padişahımızın huzuruna kabul edilmiş. Adam maceraperest be Hocam, adam çok taraflı casus be Hocam ve adam sahte ama sonuçta derviş Reşit Efendi.
n
n
n
n Hocam, Türklükle, Türkçülükle uzaktan yakından en ufak rabıtası bulunmayan ve zerrece kıymeti harbisi olmayan başka isimler de vermişsiniz. Hepsini tartışabiliriz, daha doğrusu hepsini teşhir ederiz ama gereksiz. Devenin sadece boynu eğri değil ki düzeltmeye vakit harcayalım.
n
n
n
n Osmanlı nın parçalanmasını bu tür afaki ve yalan yanlış bilgilerle anlamaya kalkarsanız anlayamazsınız ama bu sizin şahsi meselenizdir karışamam; fakat bu yalan yanlış bilgilerle genç beyinleri doldurursanız o sizin özeliniz olmaktan çıkar. Osmanlı nın yıkılışını başka sebeplerde aramak ve bir de başka coğrafyalardaki parçalanmasına da bakmak gerekir. Sözgelimi Ortadoğu coğrafyasındaki ABD’li misyonerlerle Fransız Cizvit papazlarının çalışmalarına bir göz atalım. İtalyanların Arnavutluk’u bizden koparmak için kurdukları tuzaklara, topladıkları kongrelere bakalım.
n
n
n
n Derviş Hima(Maksud İbrahim), Nasıf Yazıcı, oğlu İbrahim Yazıcı, Butrus el-Bistami, Abdurrahman el-Kevakibi ne zaman yaşadılar, neyin peşinde koştular ve neler yaptılar? Ve Lig de la Patrie ne zaman kuruldu, ilk Arnavut Milli Kongresi hangi devletin himayesinde ve hangi şehirde toplandı, bunları da hatırlayalım.
n
n
n
n Hocam, Türkçülük Osmanlı daki ilk fikir hareketi ve ilk örgütlenme değil son fikir hareketi ve son örgütlenmedir. Türkler önce İttihat-ı Anasır (Osmanlılık) ve İttihat-ı İslam(Panislamizm)’ı denediler. Türkçülük(Pantürkizm) bunlardan çok sonradır ve Türkler son çare olarak ona sarılmıştır. Türk Ocağı’nın kuruluş tarihi 1912’dir; bu bile kronolojiyi göstermeye yeter.
n
n
n
n Ha bir şey daha, Türkçülük tamamen yerlidir ve millidir. Türkçülük Türk milliyetçiliğinin özel adıdır. Kimse bundan faşizm ya da nasyonal sosyalizm gibi Türke yabancı, saldırgan ve ırkçı bir nazariye çıkarmaya kalkmasın.
n
n
n