Hani bir söz vardır: Okullar olmasaydı bu maarifi yönetmek ne kadar kolaydı, diye. Ama okullar da var, 22 milyona yakın öğrencimiz de var; ancak, onları mutlu edecek, sağlıklı eğitip geleceğe güvenle bakmalarını sağlayacak bir eğitim sistemimiz ne yazık ki yok!
Bir eğitim -öğretim yılının daha sonuna geldik. İlk ve orta dereceli okullar ile yüksekokulların çoğu tatile girdi. Çocuklar karnelerini aldılar. Geriye dönüp, bu yıl öğrenciler açısından 'nasıl geçti' diye soracak olsak,'iyi idi ' diyebilir miyiz?
Ortaokullarda 'TEOG'u kaldırdık' dedik. Kafaları karıştırdık, sonra da yerine daha sorunlu olan ve 1milyon 200 bin öğrencinin sadece 130 bininin yerleştirileceği 'nitelikli okullara giriş sınavını' koyduk! Geçen hafta sınav yapıldı, bir yıl boyunca emek veren çocukların çoğu matematikten döküldüler! Bunca kurs, ders, emek boşa gitti. Çünkü biz sınavlarda öğrencilerin bilgi ve becerilerini ölçmüyoruz. Onları yarıştırıyoruz, 'diğerlerini geçmeye şartlandırıyoruz', eliyoruz. Daha küçük yaşta gelecekle ilgili umutlarını kırıyoruz…
Sınav sonuçlarını ve liselere giriş koşullarını içeren 'kılavuz'u 22 Haziran'da açıklayacağını açıklayan bakanlık, bu tarihi seçim sonrasına,26 Haziran'a erteledi. Üniversiteye giriş sınavları da seçim nedeniyle ertelenmişti daha önce. Çünkü önemli olan çocuklar değil seçimler!..
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) 25 gün kala YÖK, Bir karar daha almış: Sınava giren öğrencilerin puanlarının hesaplanabilmesi için, hem birinci oturumda hem ikinci oturumdaki testlerden 0.5 doğru soru yapmak zorundaydı. YÖK, kuralı değiştirdi, çıtayı daha da düşürdü. Şimdi tek testten bile 0.5 net doğrusu olanın puanı hesaplanacak. Yani sadece 'yarım soru' yapan adayın puanı hesaplanmış olacak. O 'yarım' puan alan çocukları da, kenar köşede, adından başka hiçbir özelliği olmayan üniversitelere yerleştirir, 'diplomasız işsizler' yetiştiririz artık!..
İyi tatiller…
Alpaslan ÇEPNİ