Bütün bir Türk Dünyasının bayramıdır 21 Mart. O sadece kışın yerini bahara bırakışı ve tabiatın(dığanın) uyanışı değildir bizim için. Bir şanlı destanın, bir yeniden dirilişin, ayağa kalkışın ve ezelden ebede hiç kesilmeyecek, kesilemeyecek, durmayacak, durdurulamayacak bir büyük, bir kutlu, bir şanlı yürüyüşün adıdır. O, demirleri eriten bir milletin ezelden başlayıp ebede giden şanlı yürüyüşünün adıdır. O, Türk'ün Ergenekon'dan çıkışının bayramıdır.
Malumdur birinci efsane, herkes tarafından bilinir hikayesi, ya da bilinmesi gerekir. Tek başlarına Türk'ün karşısında duramayan tüm düşmanları birleşir ve saldırılar, yenerler, yenmekle yetinmezler tam bir katliam uygularlar. Kimi varyantlarında sadece bir küçük çocuk kurtulur bu katliamdan kimi varyantlarında da sadece iki kuzen. Bir Bozkurt düşer öne, alır götürür dağlar ardındaki Ergenekon'a.
Tam dört asır bekler orada tarihin bu en kadim, en şanlı milleti. Çalışır, çoğalır, güçlenir ve 100 bin mızrağa ulaşır. Artık çıkma zamanıdır ama yol yoktur. Dert midir Türk Ulusuna? Sadece çoğalmamıştır bu millet aynı zamanda demir dağı eritecek güce de ulaşmıştır. Demir dağlar eritilir, bir Bozkurt'un rehberliğinde girilen Ergenekon'dan bir başka Bozkurt'un rehberliğinde çıkılır tam yüz bin mızrakla. Ve tarih yeniden Türk'ü yazar doğudan batıya, kuzeyden güneye.
Bir başka anlamı daha vardır 21 Mart'ın bende ve Türk Dünya'sında. Demirperde'nin yıkılmasından sonra ilk defa 1993'ün 21 Martında Antalya'da bir araya gelir Türk dünyasının liderleri. Oradaydım, o büyük kurultayda hem bir görevli hem de bir Türk olarak bulunmanın hazzını, gururunu hep taşırım. Şimdi hepsi de rahmetli olan Alparslan Türkeş, Rauf Denktaş, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Erdal İnönü'nün dövdüğü demiri tutan delikanlı benim oğlum Kürşad Noyan'dı. O sahneyi planlayan da bendim. O kurultayda gördüm Türk Dünyasının büyük şairi Bahtiyar Vahapzade'yi, Doğu Türklüğünün efsane lideri İsa Yusuf Alptekin'le, Balkan Türklüğünün yiğit evladı Dr. Sadık Ahmet'i ve diğerlerini. Nasıl unuturum o kahramanları, o vatan sevdalılarını…
Bunlar genel sevdamdır benim 21 Martlar söz konusu olduğunda, bir de özelim vardır. 21 Mart 1948 benim doğum günümdür. Ne mutlu bana ki bu milletin bir ferdi olarak dünyaya geldim ve yine ne mutlu ki, her biri diğerinden daha yiğit, daha mert, daha güzel dostlar ve okuyucular edindim. Sizleri tanıma ve sizlerin sevgisine mazhar olma mutluluğundan dolayı Cenabı Hakka şükranlarımı sunuyorum. Sağ olunuz, var olunuz efendim…