DİSK'in yaptığı araştırmada;kadınların çalışma hayatında en dezavantajlı kesim olduğu, genellikle güvencesiz ve geçici işlerde yer bulabildikleri,eğitimli kadınların bile çalışma hayatının duvarları ile karşılaştığı,yüksekokul mezunu kadınlarda işsizliğin erkeklerden üç kat daha fazla olduğu, çalışma çağındaki her üç kadından sadece birinin ekonomik getirisi olan bir işte çalıştığı belirtildi.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) son raporunda da, tüm dünyada çalışan kadınların yalnızca dörtte birinin istikrarlı bir işte, geride kalanlarının ise geçici ya da kısa sureli kayıt dışı işlerde, ya da ücretsiz aile işlerinde herhangi bir iş güvencesi olmadan çalıştıkları belirtiliyor. İşsizlik sigortası ve sosyal koruma ağlarından yalnızca düzenli işi olanlar yararlanabildiğine göre, gelir eşitsizliklerinin de kadınların aleyhine arttığı vurgulanıyor.

Bu araştırmaların da gösterdiği gibi,eğitimi ve işi olmayan kadının toplumsal yaşamda yeri de olmuyor!...

Kadına yönelik şiddet denilince sadece fiziksel şiddeti anlamak eksik olur.Kadınların sosyal ve ekonomik yaşamın dışında tutulması ile yaşadıkları sorunlar doğrudan ilişkilidir.Kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe evlenme yaşı ve çocuk doğurma sayılarının düştüğü biliniyor.

25 Kasım,Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'dür.

Kadınları küçük yaşta evlenmeye zorlayan;taciz, tecavüz ve şiddet uygulayanları koruyacak yasalarla uğraşmak yerine,onların eğitim ve iş olanaklarını arttıracak düzenlemeleri yaparak, kadınları sosyal ve ekonomik yönden destekleyen 'pozitif ayrımcılık' önlemlerini uygulamak,cinsler arası eşitsizliğin giderilmesinin yanında ,kadınlara yönelik şiddet sorununa da çözüm üretmek açısından yararlı olacaktır…