Herkes iyilikten, güzellikten söz eder. İnsanı ve günlük hayatı bu anlayışla sorgular. Fakat değerlendirmelerinde kendini sorumlu hissetmez. 'İnsanlar şöyle, böyle olsun ister. 'Oysa kendimizin içinde olmadığı bir sorumluluk alanı biraz da bizi sorumsuzluğa götürür.
Niçin her şeyi başkalarından bekliyoruz? Biz niye olmasını istediğimiz, her neyse, kendimiz taşın altına elimizi koymuyoruz? İşin doğrusunu konuşmak gerekirse herkes sorumluluk üstlenmelidir. Çalışmadan, sorumluluk almadan hiçbir iş başarılamaz. Kolay bir hayatın biyografisini bulamazsınız. Hepimiz çok değerliyiz. Başkalarının ölçülerine göre kendimizi kıyaslamamalıyız. Kendinizi olduğunuz gibi sevin ve kendinize güvenin yeter. Doğru olduğuna inandığınız güzel işlerin yapılmasına yardımcı olmalıyız ve sorumluluk yüklenmeliyiz. Bir şeye katkı sunmuyorsanız, onu eleştiremezsiniz. Buna hakkınız olmaz. Toplumda binlerce yetişmiş emekli insanımız var. Onların gücünü toplumsal enerjiye dönüştüremiyoruz.
Her şeyi kişisel algılıyoruz. Başka insanın düşüncesine göre yaşamak insanı bitirir. Herkes kendini keşfedebilmeli. Bunu da eğitim sağlar. Birey kendinden uzaklaşarak yaşamaya çalışıyor. Sürekli bir şey bekleyerek arayış içindeler. İnsanın sevilmeye ihtiyacı var. Bunun sonucu olarak pahalı arabalara binme isteği. Hep sevgiyi arıyor. Başka birinin davranışlarını kıskançlık, sevgi yokluğu kısıtlar.
İnsanlar bizi biz olduğumuz için sevmeli. Kendini sınırlayan insan su gibi akamaz. Farklılıklar yüzünden kavga eden insanlarda özgüven eksikliği vardır. Kendimizi anlatmak yerine insanları anlamaya çalışırsak problem kalmaz. Sorunlar kendiliğinden çözülür.