Önceki akşam Sevgili Ahmet Ali Bulut aradı “sabahleyin seni kahvaltı için Çakallı’ya davet ediyorum” dedi. Davet eden Sevgili Bulut’du ama davetin sahibi Samsun Büyükşehir(Bütünşehir) Belediye Başkanı Sayın Yusuf Ziya Yılmaz, konukları ise kadim dostlarıydı.
Samsun-Kavak yolunun Çakallı mevkiinde yer alan tarihi Selçuklu kervansarayı Samsun Valiliği ve Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin işbirliği ile restore edilmişti. Kahvaltı bahaneydi, asıl maksat tesisi tanıtmaktı. Gerçekten güzel ve işlevsel bir bina, Anadolu’yu bir nakış gibi dokuyan Selçuklu(Beylikler dönemi) mimarisinin güzel bir örneği. Aslına sadık kalınarak onarılmış, yenilenmiş ve hizmete açılmış. Kahvaltının lezzeti de sohbeti de güzeldi. Handa haftanın her günü bir lokanta yapılanmasında değil ama bir kent kültür merkezi anlayışında melemen ve kahvaltı hizmeti veriliyor. Meraklısına ve erbabına tavsiye olunur.
Öncelikle o yenilenmeyi başlatan Samsun Valisi Sayın Hüseyin Aksoy, tamamlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yusuf Ziya Yılmaz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi ve tebriklerimi sunuyorum.
Giderken de dönüşte de Başkan Yılmaz, özellikle de kent merkezindeki vatandaş tarafından henüz hissedilmeyen ama işin erbabını karar kara düşündüren kuraklık ve onun yol açtığı su sıkıntısı konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan oldukça endişeli, bütün umudu kazasız belasız Kasım ayını yakalamak. Kasım’da sıkıntıyı giderecek kadar yağış bekleniyormuş.
Sadece umutla yaşamıyor Başkan, bir takım çalışmaları da yürütüyor. Suat Uğurlu Barajı’ndan Çakmak Barajı’na yaklaşık on beş milyonluk yatırımla su aktarmak bunlardan biri. Bir diğeri de otuz kadar derin kuyu pompasıyla Tekkeköy Ovasında çıkartılacak yeraltı suyunu arıtma tesissine aktarmak suretiyle şebekeyi beslemek.
Han güzeldi, kahvaltı lezzetliydi, dostlarla sohbet keyifliydi ama Başkan’ın su konusunda yaptığı açıklamaları dinlemek hiç de iç açıcı değildi. Umarım ve dilerim ki, Başkan’ın beklentileri gerçekleşsin, Samsun kazasız belasız Kasım ayını yakalasın ve yine umarım ve dilerim ki Başkan’ın projeleri de bir an önce tamamlansın ve kent önümüzdeki yıllarda korkulu rüyalar görmekten kurtulsun.
Biz millet olarak küresel ısınmayı ve su sorunlarını galiba çok hafife aldık. Ortadoğu’da geleceğin savaşı petrol değil su savaşı olacaktır. Ortadoğu’daki olaylara bir de bu açıdan bakmaya ne dersiniz?