Şansın hakkını verip verememek, bunu başarıp başaramamak başka bir şey, şanslı olduğunu kabul ya da inkar daha başka bir şeydir. Şükürler olsun ben şanslı bir insanım.
Şanslıyım; çünkü Türk ve Müslüman yaratıldım. Şanslıyım çünkü Sivas'ta doğdum, bir karakaşlı kara saçlı kızın sevdasına kapılıp Samsun'a geldim, Samsunlu oldum. Her ikisi için de Allah'a şükrediyorum.
Şanslıyım, hukuk okudum, şanslıyım gazeteci oldum. Her ikisini de istedim, her ikisine de kavuştum ve her ikisini de sevdim. Ve bu kenti…
Bu kent benim acı tatlı anılarımın, sevdalarımın, dostluklarımın kenti. Ben bu kentte servetlerin en büyüğüne sahibim: Her biri bir diğerinden değerli dostluklara ve hazinelerin en değerlisi olan selama. O selam ki, verildikçe çoğalır, alındıkça artar.
Şanslıyım; sorumluluğunu üstlendiğim yapı kurumsal bir yapı. Yılların birikimi, aklı, hayali, emeği ve inancı harmanlanmış. Öyle bir yapı ki, malzemesi taş, tuğla ya da beton değil, malzemesi yürek ve emek. Ben on dört yıllık adanmışlığın, ben on dört yıllık emeğin muhteşem mekanında oturuyorum.
Ben şanslıyım; sizlerin arasında yaşıyor sizlere yazıyorum, sizler okuyorsunuz. Bu, sorumluluğumu da artırıyor. Sizlere, sizlerin sevgisine mazhar olmak ve bunu korumak, koruyabilmek sadece benim değil, sermayesini ve adını ortaya koyan sahiplerinden on dört yılını bu gazeteye vermiş en kıdemli mensubumuza, en yeni, en genç arkadaşımıza kadar hepimizin ortak hedefi.
Sizler var olduğunuz sürece -Allah'ın izniyle inşallah- biz de var olacağız. Desteğiniz, eleştiriniz ve önerilerinizle güzel günlere birlikte yürüyeceğiz.
Biz bugün Haber Gazetesi'nin kuruluşunun on dördüncü yılını kutluyoruz. Ama artık biz salt bir gazete değiliz, televizyonumuzla, radyomuz, dergimiz, sosyal medyamız, ajansımızla bir büyük medya grubuyuz. İlk günden bugüne Haber Medya'ya emek veren, gurubun bu günlere gelmesinde katkısı olan herkese sonsuz teşekkürlerimiz iletmek bir boyun borcudur, bir ahlak borcudur. Sağ olsunlar, var olsunlar.
Selam şanlı geçmişimize… Selam kutlu geleceğimize… Selam siz değerli okurlarımıza...
NOT: Dünkü yazımın son iki paragrafı orada olmaması gerektiği halde bir zühul eseri köşemde yer almıştır.