Yer Türkiye Büyük Millet Meclisi, kürsüde bir başbakan. Konu Dersim. Başbakan ın konuşması sık sık şiddetli alkışlarla kesiliyor.

O konuşmadan bir bölüm:

“Yakında ordumuz Dersim havalisinde manevralar yapacaktır. Bu münasebetle ordu, Dersim için vazife alacak ve umumi bir tarama hareketiyle tedip (terbiye) kuvvetlerimize müzahir (yardımcı) olaraktan, bu meseleyi kökünden söküp atacaktır (bravo sesleri, sürekli alkışlar.) Arkadaşlar, Dersimliler ne istiyorlar? Dersimli Ortaçağa ait bir zihniyetle orada oturup şekavet (şakilik/eşkıyalık) yapmak istiyor. Mal çalacağız, diyor. Silahla gezeceğim, müsamaha edeceksiniz, diyor. Vatani mükellefiyetlerimi (yükümlülüklerimi) ifa etmeyeceğim (yerine getirmeyeceğim), imtiyazlı bir insan olarak hepinizin muvacehesinde (karşısında) dolaşacağım, diyor. Bilinmesi lazım gelen bir hakikat vardır ki, CUMHURİYET BÖYLE BİR VATANDAŞ TANIMIYOR, (bravo sesleri, sürekli alkışlar) CUMHURİYET KÜLFETTE OLDUĞU KADAR NİMETTE, NİMETTE OLDUĞU KADAR KÜLFETTE MÜSAVİ(eşit) VE SAYYAM MUAMELEYE TABİ İNSANLARDAN MÜREKKEPTİR,(bravo sesleri, sürekli alkışlar) Bu hakikat anlaşılıncaya kadar kuvvetlerimiz orada fiilen bulunacaktır.

Eğer ellerinde bulunan silahı teslim ederler ve cumhuriyetin emirlerine intiyad (kendi iradesiyle uyarsa) ederlerse kendileri için yapacağımız şey, MUHABBETLE GÖĞSÜMÜZÜ AÇIP DERAGUŞ ETMEKTİR (kucaklamak). Bu kürsüden akseden bir sadayı, kendi menfaatlerine göre muhakeme etmelidirler. BİZİM SESİMİZDE ŞEFKAT OLDUĞU KADAR KUDRET DE VARDIR. (alkışlar) Bu ikisinden birini intihap etmek, kendilerine aittir. BİLMELİDİRLER Kİ ŞEFKATİMİZ DE KAHRIMIZ DA BOLDUR.”

Kimin dersiniz bu konuşma? Aklınıza asker İsmet İnönü geliyor, değil mi? Hep de o ve CHP suçlanır ya Dersim dolayısıyla. İsyanı görmezden gelenler Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras Dersim olayını çözmeyi suçmuş gibi sunarlar ya. “Tedip ve tenkil” ifadesinin Osmanlı’dan kaldığını ve Osmanlı’nın Dersim’e tam on bir kere askeri harekat düzenlediğini görmezden gelirler ya.

Yukarıya bir bölümünü aldığım konuşma son dönem siyasetinin durmadan taşladığı İsmet Paşa’ya değil, Demokrat Parti’nin kurucusu, genel başkanı ve ülkenin üçüncü cumhurbaşkanı Celal Bayar’a aittir. Celal Bayar, Birinci Dersim İsyanında iktisat bakanı, İkinci Dersim isyanı ve onu takip eden “tedip ve tenkil” harekâtında ise hükümet başkanıdır. Demokrat Parti’nin diğer iki kurucusu Başvekil Adnan Menderes ve TBMM Başkanı Refik Koraltan da o Meclis te milletvekilidirler. Dersim İsyanını bastıran ordunun genelkurmay başkanı da Mareşal Fevzi Çakmak’tır.

Hepsi görevini yapmıştır, kanlı ve hain bir isyanı bastırmış, Dersim denen vatan parçasını dünyaya açmıştır. Hepsi nur içinde yatsın. Yalnız bir merakım var; yazarçizerlerimizin ve siyasetçilerimizin bir kısmı aynı olaydan dolayı İsmet İnönü’yü yargılarken dönemin başbakanı Celal Bayar, genelkurmay başkanı Mareşal Fevzi Çakmak ve milletvekilleri Adnan Menderes le Refik Koraltan’ı görmezden geliyorlar? Niye ki?

Şurası unutulmasın: O GÜNÜN DEVLETİ DE MİLLETİ DE BİR VE BÜTÜNDÜ.