Samsun'da geçen hafta yaşananları kimimiz 'Cumhur ittifakında çatırdama' kimimiz 'Samsun'da deprem' başlığıyla verdik. Gerçekten yerelde bir deprem ya da bir çatlama var mıydı? Yoksa 'ittifakın mimarları' yani Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli Samsun'u bahane ederek tüm Türkiye'ye ayar mı verdi?
Galiba ikincisi oldu ve her iki partinin kurmayları anında 'sus pus' oldular. Bırakın 'üstün iradeye' itiraz etmeyi artık ne konuşan var ne de konuşmaya cesaret edebilen. Bundan sonra Ankara'dan çıkan karar ne olursa olsun, kimin adı açıklanırsa açıklansın hiç kimsenin itiraz etmesi düşünülemez bile.
Bu sükût sadece adayların kim olduğunu değil aynı zamanda hangi ilçenin hangi partiye bırakılacağını da kapsayacaktır. Artık kimse 'falan yer bizim için olmazsa olmaz' diyemeyecek ya da hiç kimse ittifak arasına aşılmaz 'kırmızıçizgiler' çekmeye kalkışamayacaktır.
Buraya nereden mi geldim? Söyleyeyim: 'Pazarlıkta anlaşamazsak yarışırız' diyen MHP Samsun İl Başkanı Taner Tekin'in apar topar görevden alınmasında ve de 'İlkadım olmazsa olmazımız' diyen Samsun Milletvekili Erhan Usta'nın 'kesin ihraç talebiyle' disiplin kuruluna sevk edilmesinden geldim.
Bir de genel başkana sadık ama aykırı laf edebilen Taner Tekin yerine İlkadım ya da bir başka ilçe için hiç aykırı bir kelam etmeyen Sayın Hüseyin Edis'in atanmasından. Belli ki Ankara'da pazarlık büyük ilçeler açısından çoktan bitmiş ve MHP Genel Merkezi ya da Genel Başkanı 'İlkadım'ı AK Parti'ye bırakmış!'
Cumhur ittifakının İzmir paylaşımı genel çerçeve ya da Samsun'u da bekleyen uygulamalar hakkında yeterli bilgi verir diye düşünüyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir'deki yirmi beş ilçeden beşini Milliyetçi Hareket Partisi'ne bırakmış. Oran harika: Yüzde yirmi…
Kim itiraz edebilir bu paylaşıma. Ama işin aslı hiç de öyle değil. İzmir'in nüfusu dört milyon iki yüz seksen bir civarında. MHP'ye bırakılan beş ilçenin toplam nüfusu ise iki yüz seksen bin etmiyor bile. Yani ilçe sayısında beşte bir olan oran nüfusta birden bire yirmi de bire düşüyor.
Benzer bir hesabı Samsun'da da yapmak ve uygulamak mümkün. MHP'nin elinde bulunan Asarcık ve adayını daha önce açıkladığı Alaçam'a ilave üç ilçe daha verseniz toplam nüfusu İlkadım'ın yarısını zar zor aşıyor.
Bir ilkadım yerine üç ve hele de beş ilçeyi alacak olan yeni MHP yönetimi ne kadar övünse hakkı değil mi? Biri üç, dört, beş yapan hangi yönetim 'başarılıyım' diye övünmez ki? Buna karşılık İlkadım'ı kendisine saklayan AK Parti de hem oy oranı hem de büyükşehri garantileme gibi bir başarının övüncünü ve de mutluluğunu hak etmez mi?
Bu bir varsayımdır, itibar eden olur, etmeyen olur, gerçekleşir ya da gerçekleşmez ama siyaseti bir farklı açıdan okumak da gerekebilir. Ben de onu yapmaya çalıştım.