İster 'cin şişeden çıktı' deyiniz ister 'macun tüpten' fark etmez. MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin 24 Haziran öncesi seçim sathı mailinde dillendirdiği 'af' artık bir yasa teklifi olarak hem TBMM'nin hem de Türkiye'nin gündemindedir. Görünen de o ki, çıkacak.
Sorun çıkıp çıkmayacağından çok nasıl çıkacağında. Başlangıçta bu konuya karşı çok kesin bir tavır koyan Sayın Cumhurbaşkanı da Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri de artık ilk durdukları yerde değiller. Müzakereye daha açık bir tavır sergiliyorlar. Beni, 'görünen o ki, çıkacak' noktasına getiren de Sayın Cumhurbaşkanının ve parti sözcülerinin konuşmaya daha açık tavırları.
Çıkmaya çıkacak da nasıl çıkacak ya da nasıl çıkmalı?
Milliyetçi Hareket Partisi'nin TBMM'ne sunduğu kanun teklifi bir hayli eleştiriliyor. Kimileri kapsamını geniş buluyor kimileri de dar. Eleştirilerin ortak noktası 'olmaması gerekenlerin varlığı ile olması gerekenleri yokluğu .' Kimi suçların hiçbir şekilde aftan ya da dendiği gibi infaz indiriminden yararlanmamasını savunanlar olduğu gibi teklifte yer almayan bazı suçların da yasa kapsamına alınması gerektiğini düşünenler var.
Bir tarafta aileleriyle birlikte milyonlarca insanda uyandırılan umutlar ve bekleyişler öte yandan yine bir o kadar ve belki de daha çok insanda oluşan tepkiler. Siyasetçiler şimdi bu iki karşıt görüşü bir noktada nasıl buluşturacaklarını araştırıyor.
Burada TBMM'ne ve Meclis Başkanı Sayın Binali Yıldırım'a büyük görev düşüyor. Teklif hem komisyonlarda hem de genel kurulda enine boyuna incelenmeli, irdelenmeli ve tartışılmalı, ancak ondan sonra oylanmalıdır. Yargının, üniversitelerinin, baroların ve tüm tarafların görüşleri alınarak 'efradını cami ağyarını mani' bir yasa hazırlanmalıdır.
Konu partiler arası çekişmeye ve daha önemlisi vatandaş arasında yeni bir ayrışmaya yol açmadan çözülmek zorundadır. Başta da söylediğim gibi 'cin şişeden çıktı', daha doğrusu çıkarıldı bir kere.