Çıtayı yükseltmek kolay, kaç gram ki çıta dediğin, boyu elverdiği kadarıyla çocuk da yükseğe koyabilir çıtayı. Zor olan çıtayı yükseltmek değil konduğu yerde aşmaktır. Bu da yetenek ister ama ondan da öte çaba ister, emek ister, ter ister ve de bilgi ister.
Geçenlerde kendisini ziyarete gelen öğrencilere konuşan Samsun Valisi İbrahim Şahin Samsun'un eğitimdeki 2023 hedefini 'ilk ona girmek' olarak açıklamış. Güzel hedef ama hem yeni hem de erişilebilir değil. Ben daha önce çok dinledim bu ilk on hedefini hem eğitimde hem kent hatta hem de ülke genelinde. Ne yazık ki hiçbiri gerçekleşmedi. Bu da gerçekleşmeyecek.
Bunu derken üzülüyorum, hem de çok üzülüyorum, kentim adına, ülkem adına üzülüyorum. Ama birilerinin acı da olsa gerçeği söylemesi ve çıtanın ya aşılacak seviyeye çekilmesi ya da çabaların o seviyeyi aşacak yoğunluğa erişmesi için uyarıcı olması gerek. Benim yapmaya çalıştığım da bu.
Arşivlerimiz, ilk dillendirildiğinde her kulağa hoş gelen ve her gönlü ferahlatan ama gerçekleşmeyeceği her geçen gün biraz daha kesinlik kazanan 2023 hedefleriyle dolu. Zaman daralıyor ve biz hala o hedeflerin çok uzağındayız, kimilerinde başladığımız noktanın ya bir adım ilerisinde ya da bir adım gerisindeyiz.
Ülke genelindeki hedef sapmalarını bir kenara bırakıp Samsun ve hatta eğitim özeline dönersek daha farklı bir manzarayla karşılaşmayız. Her geçen gün biraz daha geriye giden bir eğitim yarışındayız bu ülkede. TEOG ya da YGS ve LYS sınavlarında aldığımız sonuçlar, bir zamanların eğitimine her ilin gıpta ettiği Samsun adına hiç de iç açıcı değil.
Birkaç gün önce Ragıp Göker eğitimde STEM denen yeni bir metottan bahsediyordu köşe yazısında. Dünyanın çoktan geçtiği ve Türkiye'nin de 2020'de geçmeye karar verdiği bir yeni eğitim metodunun adıymış STEM. Teknik konudur, ne yeterince anlamam mümkün ne de anlatmam. Ama merak ediyorum, Samsun olarak bu konuda biz işin neresindeyiz? Yeni bir sisteme geçmemize çok az bir zaman kalmışken, hazırlıklarımız hangi aşamada?
Eğitimi sadece eğitim kurumlarının ve sınıflarının sayısından ibaret sayan nicelik tanımlı yaklaşım yerine eğitimin kalitesini öne çıkaran nitelik anlayışına geçmediğimiz sürece netice almamız mümkün değil. Nitekim AK Parti iktidarıyla birlikte Samsun'da eğitim kurumlarının fiziki kapasitesinin alabildiğine yükselmesine rağmen öğrencilerimizin yerleştirme sınavlarında aldıkları daha doğrusu alamadıkları dereceler, bunun yadsınmaz göstergesidir.
Halkın hoşuna gidecek söylemlerle çıtayı yükseğe taşımak yerine çağın eğitim anlayışının gereklerini tavizsiz yerine getirerek, çocuklarımızın o çıtayı geçme yeteneğini yükseltmek zorundayız. Umarım Sayın Valimizin gösterdiği hedef bir hoş seda olmaktan bir gerçeğe odaklanmış yeni bir hamlenin işaret fişeği olur.
STEM'i Sevgili Ragıp Göker anlatmış, ben sisteme odaklanmadan söylemlerle bir yere varılamayacağına vurgu yapmakla yetineceğim.