1977 seçimleri öncesi; Rahmetli Ata Kıral Ağabey MHP il başkanı, ben il sekreteriyim, Lokman Kondakçı da Terme ilçe başkanı. Lokman'ı aday yapacağız ama yaşı tutmuyor, büyüteceğiz, büyütemedik, sonunda Necati Ağabey de karar kıldık. Necati Ağabey dediğim Samsun Barosunun sevilen sayılan avukatlarından Necati Bulutay.
O'nun yaşı tutuyor, herşey tamam, daha doğrusu, biz öyle sanıyoruz ama değilmiş. Bir gün, parti binasından içeri birisi girdi. 1.90 boyunda, 100 okka ağırlığında, sakalı göbeğinde, kafası traşlı ve ensesi oldukça kalın birisi, sanki Kel Aliço mezarından çıkmış da gelmiş. 'Selamünaleyküm' faslından sonra pat diye 'Ben Ankara Hacı Bayram Camii vaazlarından Seyit Ahmet Şahin; ben sizin milletvekili adayınızım' demez mi?
Bir an hepimiz şoka girmişçesine kalakaldık, sonra birbirimize baktık ve daha sonra da alelacele toparlandık Ankara'ya müteveccihen yola çıktık. Sabahleyin Alparslan Türkeş'in karşısında hazır ol vaziyetinde konuşuyoruz, daha doğrusu Ata Ağabey konuşuyor, biz başımızla tastikliyoruz: 'Başbuğum, biz Samsun'dan milletvekili çıkartamayız…' Türkeş Bey merhum, önce her birimizi tepeden tırnağa şöyle bir süzdü sonra tane tane konuştu: 'Elbet çıkartamazsınız. Sizin şimdi Vezirköprü'nün dağlarında, Çarşambanın köylerinde, Bafra'nın kahvelerinde olmanız gerekmez mi?' Bu sefer sözü Ata Ağabey'e bırakmıyoruz, hep bir ağızdan cevaplıyoruz: 'Evet Başbuğum.' Önce 'Peki siz burada ne arıyorsunuz?' diye soruyor sonra da o kendine has gür sesiyle emrediyor: 'Olmanız gereken yere, marş marş…' Yanıt yine hep ağızdan ve yine iki kelime: 'Emredersiniz Başbuğum…'
Çarnaçar döndük, sıvadık kolları ve başladık harmanlamaya Samsun'un mahalleleri ve köylerini. Liste başımız Hacı Bayram Camii Vaazı Seyit Ahmet Şahin, liste ikincimiz Avukat Necati Bulutay. Ankara'yı silmiştik kafamızdan, acele etmişiz, meğer bir kere daha düşmek varmış Ankara yollarına.
O günler hala yazılı ve sesli medya günleri, gazete okuyor, radyo dinliyoruz, televizyon da yavaş yavaş yayılıyor ülke geneline ve hayatımızda yer ediyor. TRT Yüksek Seçim Kurulunun kesin aday listelerini veriyor, biz de dinliyoruz. Samsun listesine sıra geldiğinde ikinci bir şoku daha yaşıyoruz. Bizim liste başı adayımız Alparslan Kayan adında birisi. Ne kendisini tanıyoruz ne de Samsun'da tanıyan birisini bulabiliyoruz.
Gece yolda, sabah Ankara'dayız. Bizim Samsun adayı Şurayı Devletten, bugünkü adıyla Danıştay emekliymiş ve de Yozgatlıymış, iyi mi?
******
Bu yazı burada bitmez, devamı gelecektir hem de oldukça uzun ve oldukça ilginç hikayelerle… Fakat güncelden/aktüelden fırsat buldukça; biraz kopuk kopuk olacak, ama umarım kusura bakılmaz…