Saygıdeğer okuyucular;
Sizlerle geleceği konuşmak üzere davet edildiğim bu köşeden yaklaşık üç aydır çevre ve enerji konusunda çeşitli bilgi ve fikirlerimi paylaşıyorum. Küresel ısınmanın nedenleri ve sonuçlarını, fosil ve yenilenebilir enerji kaynaklarını, yapılanları, yapılması gerekenleri ve son olarak geçen hafta da ülkemizin bu denklemdeki yerini tartıştık. Enerji bahsini kapatıp geleceğin öteki gündemlerine geçmeden evvel, son bir önemli konu daha var. Enerji uygulamalarımızdan kaynaklanan küresel sıcaklık artışını yavaşlatmayı ve durdurmayı başardıktan sonra, mevcut artışı geriletmeyi ve böylece dünya iklimini radikal bir değişimden korumayı nasıl sağlayacağımız hakkında da mutlaka kafa yormamız gerekiyor. Bu, ısınmayı durdurma meselesine nispetle biraz daha uzak bir geleceğin olası uygulamalarına göz atmak anlamına geliyor, ama elbette günümüzün ve yakın geleceğin gelişmeleri ile doğrudan bağlantılı bir konu olarak bizi fazlasıyla ilgilendiriyor.
Dünya ülkeleri, atmosfere karbondioksit salınımını minimize ettiği ve yenilenebilir enerjiler çağına tam manasıyla adım attığında, muhtemelen o güne kadarki salınımların yol açtığı ortalama sıcaklık artışı 2°C ve belki biraz daha üzerini görmüş olacaktır. Bu, en iyimser senaryolarımızda bile kaçınılmaz olarak beklenen sonuçtur. Maalesef 2°C'lik sıcaklık artışını stabil hale getirmeyi başarsak dahi, başka hiçbir şey yapmadan oturup bekleyemeyecek ve yüzyıllar boyunca birikmiş olan sera gazları fazlalığından kurtulup atmosferdeki oranlarını sanayi öncesi döneme çekerek gezegeni yeniden serinletmenin yollarını aramaya da mecbur kalacağız.
Bu zorunluluğun basit bir sebebi var. Salınımları durdurmak yahut durma noktasında azaltmak, küresel sıcaklık artışını durdurmaya yetebilir, fakat geriletmeye yaramaz. İkinci bir aşama olarak, o ana kadar biriken fazlalık karbondioksit moleküllerinin de atmosferden temizlenmesi şarttır. Çünkü salınımların durdurulması sonrasında fazlalık arz eden karbondioksit moleküllerinin atmosferde kalma süresi, diğer deyişle doğal süreçlerle atmosferden temizlenme süresi aşağı yukarı 100-150 yıl arasında bir zaman gerektirmektedir. Oysa bu zamanın geçmesini öylece beklememiz mümkün değildir; o durumda küresel ısınmaya dair felaket senaryolarının çoğu yine gerçekleşecektir. Gezegende son birkaç yüz bin yıldır oturmuş olan dengeyi onarmak ve korumak için esas hedef, ortalama sıcaklıklardaki 2°C'lik artışın çok fazla beklemeden geriletilmeye başlanmasıdır.
Peki bu nasıl olacak? Gezegeni serinletmek, ilk duyuşta çok zor olmayan bir hedef gibi görünebilir. Gerçekte ısınmasını durdurmaktan bile çok daha zordur. Hatta bugünkü bilimsel ve teknolojik birikimimiz doğrultusunda konuşmak gerekirse, neredeyse imkansız bir projedir. Neyse ki yaşadığımız yüzyılın sonlarına doğru bunu başaracak yüksek teknolojilerimiz büyük ihtimalle elimizde bulunuyor olacak. 50 ila 100 yıl sonraki o dönem geldiğinde, gezegenimizi sanayi öncesi dönemin ortalama sıcaklıklarına kadar soğutmak amacıyla, yapay zeka, nanoteknoloji ve biyoteknoloji gibi alanlardan yükselecek envai çeşit inovasyondan destek alan geniş çaplı jeomühendislik projelerini peş peşe devreye sokuyor olacağız. Haftaya, geleceğe dair bu senaryolardan ve bu yüksek teknolojilerden bahsedeceğiz.