'Haber' kutsaldır, kutsal olduğu için de gazetecinin kesesine, midesine, şahsi ve siyasi hesaplarına değil namusuna emanet edilmiştir. Biz 'Haber'i kutsal bildik. Araştırmadan, doğrulatmadan ve doğruluğuna inanmadan hiçbir 'Haber'e imza atmadık. Ama doğru bir 'Haber'i de hiçbir zaman gizlemedik ve yaptığımız 'Haber' ile hep iftihar ettik.
Mustafa Demir'in adaylığını da onun için bir hafta önceden verdik, 'Demir Başkan!' sürmanşetini de onun için attık. Kimileri şaşırdı, kimileri yok saymaya, kimileri de yalanlamaya kalkıştı. Onlar da biliyorlardı gerçeği, en azından bilmeleri gerekiyordu. Bilmemeleri bir noksanlıktır, ayıplanmaz, kınanmaz ama bildikleri gerçeği saklamaya hele de çarpıtmaya gelince iş değişir. O ayıptır ve hem de ayıpların en ayıbıdır.
Kimileri 'asparagas' dedi, kimileri 'masada olduğunu' iddia ettiği isimleri sıraladı ardı ardına. Halbuki, ne masa vardı ortada ne de birden fazla isim. Karar en yetkili makam tarafından çoktan verilmişti ve ilgililer tarafından da biliniyordu.
Gazetecilikte 'dürüstlük' ne kadar önemli ise 'bilgi' de o kadar önemlidir. Hem 'ol' kelimesinin ne anlama geldiğini ve ne kadar Türkçe olduğunu bilmeyecek hem de Türkçe dersi vermek gibi bir hadsizliğe soyunacak. Ya da 'bir sayfanın yıkılmasının/değiştirilmesinin' ne demek olduğunu pek ala bilmesine rağmen, ilk tasarımın Basın İlan Kurumuna gönderilen görüntüsünü alacak, bir tarafa o fotoğrafı öbür tarafa basılan, dağıtılan gazetenin fotoğrafını koyacak ve 'Bakın, iki ayrı gazete basmışlar' diye haber yapacak ve de buna gazetecilik diyecek. Ah meslek, kimlere kalmışsın sen!
Biz 'Haber'cilik yaptık, ne birilerinin borazanı olduk ne de AK Parti ya da bir başka partiye akıl vermeye soyunduk. O gazetecilerin değil, siyasi danışmanların ve de siyaset pazarlamacılarının işi. Bizim işimiz' Haber'dir, doğru ve tarafsız 'Haber…' Bugüne kadar buydu bundan sonra da böyle olacaktır.
Biz Mustafa Demir'in 'adaylığını' sürmanşetten verirken bu sorumluluk ve meslek ahlakı içinde hareket ettik. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da hafta sonu yaptığı açıklamayla bizim haberimizi doğruladı. Ne yazık ki, birileri hala parti hiyerarşisindeki 'en üst iradenin' bu açıklamasından sonra bile sağa sola yalpalamaya devam ediyor. Yazık hem de çok yazık, kent adına da meslek adına da büyük talihsizlik.
Umarım birileri nütün bir Samsun okurunun gözü önünde cereyan eden bu olaydan gerekli dersi çıkartır ve belki de bizden değil ama kendi okuyucusundan özür dileme olgunluğunu gösterir.
'Titiz bir çalışma ve geniş kapsamlı bir istişareler sonunda adaylarımızı belirledik'
'Tecrübeli bir isim olan Demir'in adaylığının Samsun için hayırlı olmasını diliyorum. Demir'in sahip olduğu birikim, ortaya koyacağı hedefler ve ortak aklı önceleyen yaklaşımıyla şehrimize vizyon katacağına inanıyorum'