Dünkü 'Havza'da Organize İşler' başlıklı haberimiz çok ses getirdi. Daha da getirecek; bu kaçınılmaz. Milyonların sahipsizliği ve gelecek umudu bağlanan bir yatırımın daha açılmadan tarumar edilmesi kolay kabullenilecek bir ihmal olmasa gerek.
Kaynakları kıt ihtiyaçları çok bir kentte, bir ülkede yaşıyoruz. Dış borcun giderek arttığı, döviz ve Türk Lirası cinsi kaynak bulmanın her geçen gün biraz daha zorlaştığı ve daha pahalı hale geldiği bir dönemde bu sorumluluk daha da ağırlaşıyor. Ama ne yazık ki devletin bunca sıkıntı arasında milyonlar harcayarak yaptığı bu yatırım sahipsizliğin ibretamiz bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.
İnsanlar kendi mallarını yeterince korumaz, kendi paralarını müsrifçe harcar ve hatta har vurup harman savurabilirler; buna aile fertlerinden ve yakın dostlarından başkasının karışma hakkı yoktur. O sahipsizliğin ve har vurup harman savurmanın faturasını aile fertleri ve yakın dostlar öder. Ama birisinin yönetimine emanet edilmiş bir kamu kaynağı yanlış yatırımlarla gereksiz yere harcanmış ya da sahipsiz kalmışsa bu bütün bir toplum ilgilendirilir. Çünkü o kaynak toplumundur, o kaynak da, o yatırım da 'tüyü bitmedik yetimler' dahil olmak üzere bütün bir milletindir.
Dünkü köşe yazımda da yazdım, yine yazıyorum; keşke hiç olmasaydı, keşke böyle bir haber yazmak zorunda kalmasaydık, ne kadar sevinirdim. Gittim, gördüm ve büyük bir acıyla döndüm. Bugüne kadar birçok yanlış yatırım gördüm, kaynakların bazen bir inat uğruna bazen üç beş daha fazla oy sevdasına heba edilmesine şahit oldum ama bu çok daha başka. Bu yanlış hesap değil, bu sahipsizlik, bu umursamazlık. Yöreden insanlar ilkbahardan beri zaman zaman ilgililere ihbarda bulunduklarını söylüyorlar. Kent merkezine çok da uzak değil; bırakın ihbarı birilerinin arada sırada da olsa gittikleri taktirde hemen görecekleri bir tahribat söz konusu.
Umarım ve dilerim ki bundan gerekli dersler çıkarılır ve başka yatırımlarda benzer talanlara fırsat verilmez.