Mecelle hükmüdür 'ehem mühimme, elzem lazıma müreccahtır.' Yani en önemli olan önemliden, en gerekli olan da gerekliden üstün tutulur. Bunlar karşılaştığında öncelik mühim ve lazım olana değil ehem ve elzem olana verilir.
Bu salt bir hukuk kuralı değildir, aynı zamanda bir yönetim ya da daha net bir ifade ile 'öncelik belirleme' kuralıdır. Kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlar arasında seçim yapmak zorunda kalan yöneticilerin başvuracağı en doğru yol göstericidir.
Yerel seçim takvimi hızla ilerliyor, adaylar tüm ülkede ve bu arada kentimizde neredeyse yüzde yüze yakın bir şekilde belirlendiler ve sahaya indiler. Kent için düşündükleri ve hayata geçirecekleri projeleri en geç bir hafta içinde kamuoyuna açıklayacaklar.
Bu ülkenin de bu kentin de ihtiyaçları çok, kaynakları kıttır. Gönlün istemesi başka imkanların el vermesi başkadır. Kıt kaynaklardan göze ve gönle hitap eden ama asla hayati olmayan bir başka ihtiyacı öne almak kıt kaynağı yanlış kullanmaktır. Ya da bir başka ifade ile mühimi eheme, lazımı elzeme (az önemliyi çok önemliye, az gerekliyi çok gerekliye) tercih etmektir.
Kampanyada öncelikli olmayan projeleri vadetmek seçmenin kulağına da gönlüne de hoş gelebilir. Oya da katkı verebilir. Hoş değildir ama belki mazur görülebilir. Fakat seçim kazanıldıktan sonra 'benim vaadimdi' diyerek hayata geçirilmeye kalkışılırsa işte o zaman felaket kapıyı çalar. Kentin yetersiz kaynağının ya gereksiz ya da daha vahimi yanlış projelerde tüketilmesi gerçek ihtiyaçların karşılanamamasına yol açar.
Bir süre sonra ya çürümeye terkedilen ya da yıkılan yanlış projelerin kötü örnekleri her devirde hemen her yerde ve kentimizde de fazlasıyla var. Sadece tersane hayali uğruna denize gömülen milyon dolarları anımsamak yeter.
Bu seçimde özellikle büyükşehir aday adaylarının üçünün mühendis ya da mimar, birinin ekonomist, birinin de emekli bir eğitimci oluşu bir şans diye düşünüyorum. Hepsi de kaynaklarla ihtiyaçlar arasında doğru denge kuracak ve öncelikleri doğru belirleyecek eğitime sahipler.